-
بعد از آن پرسان شد او از هر کسی ** شیخ را میجست از هر سو بسی 2115
- Ondan sonra derviş, herkese sormakta, Şeyh’i her tarafta araştırmadaydı.
-
پس کسی گفتش که آن قطب دیار ** رفت تا هیزم کشد از کوهسار
- Birisi dedi ki: O kutup, odun getirmek üzere ormana gitti.
-
آن مرید ذوالفقاراندیش تفت ** در هوای شیخ سوی بیشه رفت
- O Zülfikâr düşünceli ve ateşli derviş Şeyh’in havasına uyup ormanın yolunu tuttu.
-
دیو میآورد پیش هوش مرد ** وسوسه تا خفیه گردد مه ز گرد
- Şeytan, aklına ayı tozla örten bir gizli vesvese vermekteydi.
-
کین چنین زن را چرا این شیخ دین ** دارد اندر خانه یار و همنشین
- Bu din şeyhi neden böyle bir kadını evinde tutuyor, onunla düşüp kalkıyor?
-
ضد را با ضد ایناس از کجا ** با امامالناس نسناس از کجا 2120
- Zıt, nasıl olur da zıddıyla beraber bulunur? Halkın imamı olan bir zat nerede, maymun nerede? diyordu.
-
باز او لاحول میکرد آتشین ** که اعتراض من برو کفرست و کین
- Sonra yine ateş gibi dönüyor, Lâ havle okuyor, ona itirazım küfürdür, kindir diyordu.
-
من کی باشم با تصرفهای حق ** که بر آرد نفس من اشکال و دق
- Ben kim oluyorum ki Tanrı’nın işlerine karışıyorum? Nefsimden neden böyle şüpheler, kınamalar geliyor?
-
باز نفسش حمله میآورد زود ** زین تعرف در دلش چون کاه دود
- Derken nefsi yine saldırıyor, bu yüzden, gönlünden kuyumcular potasından çıkar gibi duman tütüyordu.
-
که چه نسبت دیو را با جبرئیل ** که بود با او به صحبت هم مقیل
- Şeytan’la, diyordu, Cebrail’in ne münasebeti var ki onunla konuşsun, düşüp kalksın, beraber yatsın, uyusun!