-
هر یکی بر درد جوید مرهمی ** در تبع قایم شده زین عالمی 2200
- Her biri derdine bir melhem arar. Derken bir âlem de bu yüzden düzene girer.
-
حق ستون این جهان از ترس ساخت ** هر یکی از ترس جان در کار باخت
- Tanrı korkuyu bu âleme direk yapmıştır. Herkes, can korkusu ile bir işe sarılmıştır.
-
حمد ایزد را که ترسی را چنین ** کرد او معمار و اصلاح زمین
- Tanrı’ya hamd olsun ki böyle bir korkuyu mimar etmiş, onunla yer yüzünü düzene koymuştur.
-
این همه ترسندهاند از نیک و بد ** هیچ ترسنده نترسد خود ز خود
- Bunların hepside iyiden, kötüden korkarlar. Fakat hiçbir kimse yoktur ki kendi kendisinden korksun.
-
پس حقیقت بر همه حاکم کسیست ** که قریبست او اگر محسوس نیست
- Şu halde hakikatte herkese hak3im olan birsidir ve o, duygularla duyulmaz ama çok yakındır insana.
-
هست او محسوس اندر مکمنی ** لیک محسوس حس این خانه نی 2205
- O, bir gizli yerde duyulur ama bu evin duyguları ile duyulmaz.
-
آن حسی که حق بر آن حس مظهرست ** نیست حس این جهان آن دیگرست
- Tanrı’nın anlaşılacağı, duyulacağı duygu, bu cihanın duygusu değildir, o duygu, başka bir duygudur.
-
حس حیوان گر بدیدی آن صور ** بایزید وقت بودی گاو و خر
- Hayvan duygusu, o suretleri görseydi öküzle eşek de vaktin Beyazıd’ı olurdu.
-
آنک تن را مظهر هر روح کرد ** وآنک کشتی را براق نوح کرد
- Bedeni, ruha mazhar eden, gemiyi Nuh’a burak yapan,
-
گر بخواهد عین کشتی را به خو ** او کند طوفان تو ای نورجو
- Dilerse ey nur arayan, gemiyi değiştirir, tûfan haline getirir.