English    Türkçe    فارسی   

6
2316-2325

  • در عدم ما مستحقان کی بدیم  ** که برین جان و برین دانش زدیم 
  • Yokluk âlemindeyken hak mı kazanmıştık da bu cana ulaştık, bu bilgiyi elde ettik?
  • ای بکرده یار هر اغیار را  ** وی بداده خلعت گل خار را 
  • Ey her ağyarı yar eden, ey dikene gül libası ihsan eyleyen!
  • خاک ما را ثانیا پالیز کن  ** هیچ نی را بار دیگر چیز کن 
  • Toprağımızı ikinci defa olarak yine süz de hiçbir şey olmayanı yine bir şey haline getir!
  • این دعا تو امر کردی ز ابتدا  ** ورنه خاکی را چه زهره‌ی این بدی 
  • Bu duayı da önce sen emrettin, yoksa bir toprak parçasında sana dua etmeye kudret mi olurdu?
  • چون دعامان امر کردی ای عجاب  ** این دعای خویش را کن مستجاب  2320
  • Ey hikmetine hayran olduğumun Tanrısı, mademki dua etmemizi emrettin, bu emrettiğin duayı sen kabul et.
  • شب شکسته کشتی فهم و حواس  ** نه امیدی مانده نه خوف و نه یاس 
  • Geceleyin anlayış ve duygular gemisi kırılır. Ne bir ümit kalır, ne korku, ne yeis.
  • برده در دریای رحمت ایزدم  ** تا ز چه فن پر کند بفرستدم 
  • Tanrım, beni rahmet denizine daldırır, bakalım, ne hünerle doldurup geri gönderecek?
  • آن یکی را کرده پر نور جلال  ** وآن دگر را کرده پر وهم و خیال 
  • Birisini ululuk nuru ile doldurur, öbürünü vehimlerle, hayallerle.
  • گر بخویشم هیچ رای و فن بدی  ** رای و تدبیرم به حکم من بدی 
  • Kendimde bir rey, bir tedbir olsaydı her yaptığım, her giriştiğim iş, kendi hükmümce olurdu.
  • شب نرفتی هوش بی‌فرمان من  ** زیر دام من بدی مرغان من  2325
  • Geceleyin aklım, benim buyruğum olmadan gitmezdi. Kuşlarım, tuzağımda dururdu.