-
این الف وین میم ام بود ماست ** میم ام تنگست الف زو نر گداست 2330
- Bu elif, bu mim, varlığımızın anasıdır. Anamız olan mimin eli dardır, elifse ondan daha yoksul!
-
آن الف چیزی ندارد غافلیست ** میم دلتنگ آن زمان عاقلیست
- Elifin bir şeyi yok demek gaflettir, mim gibi gönlü daralmış bir hale gelmek akıl alâmetidir.
-
در زمان بیهشی خود هیچ من ** در زمان هوش اندر پیچ من
- Kendimden geçtiğim zaman hiçim. Fakat aklım başıma geldi mi ıstıraplara düşer, kıvranır dururum.
-
هیچ دیگر بر چنین هیچی منه ** نام دولت بر چنین پیچی منه
- Artık böyle bir hiçe bir şey yükleme. Böyle kıvrandıran şeye devlet adını takma.
-
خود ندارم هیچ به سازد مرا ** که ز وهم دارم است این صد عنا
- Zaten beni iyileştirecek bir şeyim yok. Bu yüzlerce derde de vehimden uğradım.
-
در ندارم هم تو داراییم کن ** رنج دیدم راحتافزاییم کن 2335
- Hiçbir şeyim yok, o haldeyim işte. Bana lûtfet. Zahmetler çektim, rahatlaştır beni, rahatımı arttır benim.
-
هم در آب دیده عریان بیستم ** بر در تو چونک دیده نیستم
- Göz yaşlarıma gark oldum, üryan bir halde durmadayım. Senin kapını görecek göz yok bende.
-
آب دیدهی بندهی بیدیده را ** سبزهای بخش و نباتی زین چرا
- Gözsüz kuluna rahmet et de gözyaşları, şu yazıda bir yeşillik, bir ot bitirsin.
-
ور نمانم آب آبم ده ز عین ** همچو عینین نبی هطالتین
- Gözyaşım kalmazsa gözyaşı ihsan et. Peygamberin yaş dökücü gözleri gibi hani.
-
او چو آب دیده جست از جود حق ** با چنان اقبال و اجلال و سبق
- O bile bunca devletiyle, bunca ululuğuyla, bunca ileri oluşuyla beraber Tanrı kereminden gözyaşı istedi.