-
ولوله که کار نیمی راست شد ** شرطهایی که ز سوی ماست شد
- İş yarıdan yarıya düzeldi, biz, bize gereken şartları yerine getirdik.
-
خانهها را روفتیم آراستیم ** زین هوس سرمست و خوش برخاستیم
- Evleri süpürdük, bezedik. Bu hevesle âdeta sarhoş olduk, bu işe hoş bir surette giriştik der.
-
زان طرف آمد یکی پیغام نی ** مرغی آمد این طرف زان بام نی
- Fakat o taraftan bir haber geldi mi hayır. O damdan bir kuş uçup bu yana ulaştı mı? Hayır!
-
زین رسالات مزید اندر مزید ** یک جوابی زان حوالیتان رسید
- Bu birbiri üstüne ulanan elçilikler, bu gürültü patırtı üzerine o taraftan size bir cevap geldi mi? Ne gezer?
-
نی ولیکن یار ما زین آگهست ** زانک از دل سوی دل لا بد رهست 2555
- Gelmedi ama sevgilimiz biliyor ya. Mutlaka gönülden gönle yol vardır derler.
-
پس از آن یاری که اومید شماست ** از جواب نامه ره خالی چراست
- Peki ama umduğumuz sevgiliden niye mektubumuza cevap gelmedi, niye yol bomboş öyleyse?
-
صد نشانست از سرار و از جهار ** لیک بس کن پرده زین در بر مدار
- Gizli aşikâr yüzlerce nişane var, fakat yeter, bu kapının perdesini bundan fazla açma.
-
باز رو تا قصهی آن دلق گول ** که بلا بر خویش آورد از فضول
- Sen yine, zevzekliğinden kendi kendisini derde atan o ahmak Delkak’ın hikâyesini söyle.
-
پس وزیرش گفت ای حق را ستن ** بشنو از بندهی کمینه یک سخن
- Vezir dedi ki: Ey doğruya bir direk, bir dayak olan padişahım! Şu aşağılık kul bir söz söyleyecek, onu lûtfen dinle.
-
دلقک از ده بهر کاری آمدست ** رای او گشت و پشیمانش شدست 2560
- Delkak, köyden bir iş için geldi. Bir şey söyleyecekti. Şimdi vazgeçti, pişman oldu.