-
زخم در معنی فتد از خوی بد ** چوب بر گرد اوفتد نه بر نمد
- Vurmak, hakikatte kötü huyadır. Kilim dövülmez, tozu dövülür.
-
بزم و زندن هست هر بهرام را ** بزم مخلص را و زندان خام را
- Meclis de var, zindan da. Her ikisi de lâzım. Meclis ihlas sahibi olana, zindan ham kişiye.
-
شق باید ریش را مرهم کنی ** چرک را در ریش مستحکم کنی 2605
- Yarayı deşmek lazım. Deşeceğin yerde üstüne merhem korsan pisliği kökleştirmiş olursun.
-
تا خورد مر گوشت را در زیر آن ** نیم سودی باشد و پنجه زیان
- Yaranın altındaki eti yer. Yarı faydası olsa elli tane ziyanı olur.
-
گفت دلقک من نمیگویم گذار ** من همیگویم تحریی بیار
- Delkak, beni bırak demiyorum dedi, işi ara, sor, tahkik et diyorum.
-
هین ره صبر و تانی در مبند ** صبر کن اندیشه میکن روز چند
- Sabır yolunu kapama, acele etme. Sabret de birkaç gün düşün.
-
در تانی بر یقینی بر زنی ** گوشمال من بایقانی کنی
- Bu düşünce esnasında bir şeye iyice karar verirsin de kulağımı bilerek çekersin.
-
در روش یمشی مکبا خود چرا ** چون همیشاید شدن در استوا 2610
- Neden yürüyüşte “Yüzü üstünde sürünme” sözü söylenir? Daima doğru yürümek gerekken yüzüstü sürünme neden?
-
مشورت کن با گروه صالحان ** بر پیمبر امر شاورهم بدان
- İyi kişilerle danış, görüş. Peygamber “İşlerini meşveretle yapar onlar” dedi, bunu böyle bil!
-
امرهم شوری برای این بود ** کز تشاور سهو و کژ کمتر رود
- İşleri meşveretle yapmak, şunun içindir: Meşveretten hata ve eğrilik, az meydana gelir.