-
یک سر رشته گره بر پای من ** زان سر دیگر تو پا بر عقده زن 2740
- İpliğin bir ucunu benim ayağıma bağla, öbür ucunu kendi ayağına düğümle
-
تا توانم من درین خشکی کشید ** مر ترا نک شد سر رشته پدید
- De bu kupkuru yerde iktiza edince ipi çekebileyim, sen de bu vesileyle benim derdimi anlayasın dedi.
-
تلخ آمد بر دل چغز این حدیث ** که مرا در عقده آرد این خبیث
- Bu söz kurbağanın gönlüne acı geldi. Bu pis beni bağlıyor galiba dedi.
-
هر کراهت در دل مرد بهی ** چون در آید از فنی نبود تهی
- İyi adamın gönlüne kötü bir düşünce geldi mi bu boş değildir, bir aslı vardır bunun.
-
وصف حق دان آن فراست را نه وهم ** نور دل از لوح کل کردست فهم
- O anlayışı vehim sayma, Tanrı anlayışı bil. Gönüldeki nur, onu külli levihten okumuş, anlamıştır.
-
امتناع پیل از سیران ببیت ** با جد آن پیلبان و بانگ هیت 2745
- Biliyorsun ya, filcinin o kadar çalışmasına, korkunç bir surette bağırıp çağırmasına rağmen fil, Tanrı evine gitmemişti.
-
جانب کعبه نرفتی پای پیل ** با همه لت نه کثیر و نه قلیل
- Ayağı, o kadar köteğe rağmen az çok, Kâbe tarafına gitmiyordu vesselam.
-
گفتیی خود خشک شد پاهای او ** یا بمرد آن جان صولافزای او
- Sanki ayakları kurumuştu, yahut da o saldıran canı, bedeninden çıkmıştı dersin.
-
چونک کردندی سرش سوی یمن ** پیل نر صد اسپه گشتی گامزن
- Fakat başını Yemen tarafına döndürdüler mi o erkek fil yüz at süratinde koşmaktaydı.
-
حس پیل از زخم غیب آگاه بود ** چون بود حس ولی با ورود
- Filin duygusu, gayb zahmını anlamıştı. Bu böyle olunca artık kendisine Tanrı’dan ilham gelen velinin duygusu nasıl olur?