-
بل ز چشمت کیمیاها میرسد ** چشم بد را چشم نیکو میکند
- Hattâ senin gözünden kimyalar erişti mi kötü göz bile iyi göz olur.
-
چشم شه بر چشم باز دل زدست ** چشم بازش سخت با همت شدست
- Padişahın gözü, doğanın gözüne değdi mi doğan, yücelir, himmetli bir göze sahip olur.
-
تا ز بس همت که یابید از نظر ** مینگیرد باز شه جز شیر نر
- O bakıştan öyle bir himmete sahip olur ki, öyle yücelir ki artık erkek aslandan başka bir şey avlamaz olur.
-
شیر چه کان شاهباز معنوی ** هم شکار تست و هم صیدش توی 2810
- Aslan da nedir ki? O mânevi yüce doğan, hem senin avındır, hem de seni avlar.
-
شد صفیر باز جان در مرج دین ** نعرههای لا احب الافلین
- Din çayırında can doğanının ıslığı “Ben batan şeyleri sevmem” nâraları olur.
-
باز دل را که پی تو میپرید ** از عطای بیحدت چشمی رسید
- Senin izinden uçup duran gönül doğanı da sayısız ihsanlarla uğradı, gözün, bir kerecik ona düştü.
-
یافت بینی بوی و گوش از تو سماع ** هر حسی را قسمتی آمد مشاع
- Burnu bir koku aldı, kulağı senin nağmelerini duydu. Her duygusu, muayyen olamayan nasipler elde etti.
-
هر حسی را چون دهی ره سوی غیب ** نبود آن حس را فتور مرگ و شیب
- Sen, hangi duyguya gayb âleminin yolunu açarsan o duygu, artık eskimez, yıpranmaz, ölmez.
-
مالک الملکی به حس چیزی دهی ** تا که بر حسها کند آن حس شهی 2815
- Mülk senindir. Duyguya bir şey ihsan edersin; o duygu, öbür duygulara padişahlık eder.
-
حکایت شب دزدان کی سلطان محمود شب در میان ایشان افتاد کی من یکیام از شما و بر احوال ایشان مطلع شدن الی آخره
- Sultan Mahmud’un bir gece, hırsızların arasına düşerek “ Ben de sizlerdenim “ demesi ve onların hallerini anlaması
-
شب چو شه محمود برمیگشت فرد ** با گروهی قوم دزدان باز خورد
- Sultan Mahmut, bir gece yalnız başına şehri dolaşırken bir bölük hırsıza rastladı.