-
چون بجنبانم به رحمت ریش را ** طی کنند آن قتل و آن تشویش را
- Acıyıp sakalımı oynattım mı öldürülmeden de kurtulurlar, dertten de, elemden de.
-
قوم گفتندش که قطب ما توی ** که خلاص روز محنتمان شوی 2840
- Hırsızlar, bu sözü duyunca kutbumuz sensin dediler; minnet gününde kurtuluşumuz senden olacak.
-
بعد از آن جمله به هم بیرون شدند ** سوی قصرآن شه میمون شدند
-
چون سگی بانگی بزد از سوی راست ** گفت میگوید که سلطان با شماست
- Bu sırada sağ taraftan bir köpek havladı. Köpek sesinden anlayan, köpek diyor ki dedi, padişah sizinle beraber.
-
خاک بو کرد آن دگر از ربوهای ** گفت این هست از وثاق بیوهای
- Kokudan anlayan bir yandaki toprağı kokladı, bu dedi, bir dul kadının odasının toprağı.
-
پس کمند انداخت استاد کمند ** تا شدند آن سوی دیوار بلند
- Kement atan, kemendini attı, yüksek bir duvara ulaştılar.
-
جای دیگر خاک را چون بوی کرد ** گفت خاک مخزن شاهیست فرد 2845
- Koku alan bir başka yeri kokladı, dedi ki: O eşsiz padişahın hazinesi burada.
-
نقبزن زد نقب در مخزن رسید ** هر یکی از مخزن اسبابی کشید
- Delik delen, duvarı deldi, hazineye girdiler. Her biri bir şeyler aldı.
-
بس زر و زربفت و گوهرهای زفت ** قوم بردند و نهان کردند تفت
- Bir hayli altın sırmalarla bezenmiş kumaş, ağır mücevherler alıp hemen gizlediler.
-
شه معین دید منزلگاهشان ** حلیه و نام و پناه و راهشان
- Padişah konakladıkları yeri, şekillerini, adlarını, yollarını iyice öğrendi.