-
این سخن پایان ندارد موش ما ** هست بر لبهای جو بر گوش ما 2940
- Bu söze son yoktur. Faremiz, ırmak kıyısında bizi bekliyor, kulağı bizde.
-
رجوع کردن به قصهی طلب کردن آن موش آن چغز را لبلب جو و کشیدن سر رشته تا چغز را در آب خبر شود از طلب او
- Farenin, ırmak kıyısında kurbağayı görmek isteyince ipi çekmesi
-
آن سرشتهی عشق رشته میکشد ** بر امید وصل چغز با رشد
- Fare, doğru yolu bulmuş olan kurbağa ile buluşmak isteyince o aşk ipini çekerdi.
-
میتند بر رشتهی دل دم به دم ** که سر رشته به دست آوردهام
- Anbean elime böyle bir vasıta, böyle bir vesile geçirdim diye o ipe güvenirdi.
-
همچو تاری شد دل و جان در شهود ** تا سر رشته به من رویی نمود
- Can ve gönül de bu geçeli, görüşmek için artık bir ipliğe döndü âdeta derdi.
-
خود غراب البین آمد ناگهان ** بر شکار موش و بردش زان مکان
- Derken ansızın bir alaca karga geldi, fareyi yakaladı. Kurbağa da onunla beraber havalandı.
-
چون بر آمد بر هوا موش از غراب ** منسحب شد چغز نیز از قعر آب 2945
- Fare karganın gagasında havalanınca kurbağa da ona bağlı olduğundan onunla beraber sudan çıktı.
-
موش در منقار زاغ و چغز هم ** در هوا آویخته پا در رتم
- Fare, karganın gagasındaydı, kurbağa da ipe bağlı olduğundan havalanmaktaydı.
-
خلق میگفتند زاغ از مکر و کید ** چغز آبی را چگونه کرد صید
- Halksa hele bak diyordu, karga, hileyle suda yaşayan kurbağayı nasıl da avladı.
-
چون شد اندر آب و چونش در ربود ** چغز آبی کی شکار زاغ بود
- Nasıl suya girdi, nasıl da onu kaptı? Suda yaşayan kurbağa, nasıl olur da alaca kargaya avlanır?
-
چغز گفتا این سزای آن کسی ** کو چو بیآبان شود جفت خسی
- Kurbağa, bu, suda yaşamayan susuz hayvanlar gibi, aşağılık bir mahluka eş olanın lâyığıdır.