-
لاابالی لا ابالی آورد ** زانک جنس هم بوند اندر خرد
- Küstahlık, küstahlığı doğurur, aldatan aldanır. Çünkü bunlar akıl bakımından birbirlerinin cinsidir.
-
بود جنسیت در ادریس از نجوم ** هشت سال او با زحل بد در قدوم 2985
- İdris yıldızların cinsindendi. Onun için sekiz yıl Zuhal’de kaldı.
-
در مشارق در مغارب یار او ** همحدیث و محرم آثار او
- Zuhal, doğularda da onun dostu oldu, batılarda da, herhalde onunla konuştu, onun sırlarına mahrem oldu.
-
بعد غیبت چونک آورد او قدوم ** در زمین میگفت او درس نجوم
- Kaybolduktan sonra tekrar dünyaya gelince yeryüzünde nücum bilgisine dair ders verirdi.
-
پیش او استارگان خوش صف زده ** اختران در درس او حاضر شده
- Önünde yıldızlar güzelce saf kurarlar, dersinde bulunurlardı.
-
آنچنان که خلق آواز نجوم ** میشنیدند از خصوص و از عموم
- Bir derecede ki aşağılık yukarılık bütün halk, yıldızların seslerini duyarlardı.
-
جذب جنسیت کشیده تا زمین ** اختران را پیش او کرده مبین 2990
- Cins olma çekişi, yıldızları ta yeryüzüne kadar çekmiş, onun yanına getirmişti.
-
هر یکی نام خود و احوال خود ** باز گفته پیش او شرح رصد
- Her yıldız, kendi adını, halini, nasıl rasat edileceğini ona açar, söylerdi.
-
چیست جنسیت یکی نوع نظر ** که بدان یابند ره در همدگر
- Cinsiyet nedir? Bir çeşit bakış. Bununla bir cinsten olanlar, birbirlerine yol bulur, birbirlerine kavuşurlar.
-
آن نظر که کرد حق در وی نهان ** چون نهد در تو تو گردی جنس آن
- Tanrı, birisine verdiği bakışı sana da verse sen de onun cinsinden olursun.