-
جان چه باشد که تو سازی زو سند ** حق به عشق خویش زندهت میکند 3170
- Can nedir ki ona dayanıyorsun? Tanrı kendi aşkı ile seni diriltir.
-
زو حیات عشق خواه و جان مخواه ** تو ازو آن رزق خواه و نان مخواه
- Ondan aşk diriliği iste, can isteme. O rızkı iste, ekmek dileme.
-
خلق را چون آب دان صاف و زلال ** اندر آن تابان صفات ذوالجلال
- Halkı su gibi arı duru bil. O suya akseden, ululuk ıssı Tanrı’nın sıfatlarıdır.
-
علمشان و عدلشان و لطفشان ** چون ستارهی چرخ در آب روان
- Onların bilgileri, adaletleri, lûtufları akar suya aksetmiş yıldıza benzer.
-
پادشاهان مظهر شاهی حق ** فاضلان مرآت آگاهی حق
- Padişahlar, Tanrı saltanatına mazhardır; bilgi sahipleri, Tanrı bilgisinin aynasıdır.
-
قرنها بگذشت و این قرن نویست ** ماه آن ماهست آب آن آب نیست 3175
- Zamanlar geçti gitti. Bu yeni bir zaman. Ay, o ay ama su, o su değil.
-
عدل آن عدلست و فضل آن فضل هم ** لیک مستبدل شد آن قرن و امم
- Adalet, o adalet. Bilgi de, o bilgi. Fakat o zamanlarda gelip geçen ümmetler, geldiler geçtiler.
-
قرنها بر قرنها رفت ای همام ** وین معانی بر قرار و بر دوام
- Ey akıllı er, zamanlar, zamanların üstüne geldi; hepsi be birer birer bir teviye gelip geçti. Fakat şu mânalar, daimi ve hep o.
-
آن مبدل شد درین جو چند بار ** عکس ماه و عکس اختر بر قرار
- O arktaki su kaç kere değişti. Fakat ayın aksiyle yıldızların aksi hep var.
-
پس بنااش نیست بر آب روان ** بلک بر اقطار عرض آسمان
- Çünkü yapısı, su üstüne kurulmamış, gökyüzü sahasında onlar.