-
چند همچون فاخته کاشانهجو ** کو و کو و کو و کو و کو و کو
- Yuvasını arayan kumru gibi niceye bir “ Kü- Kü nerede, nerede” deyip duracaksın?
-
کو همانجا که صفات رحمتست ** قدرتست و نزهتست و فطنتست 3315
- Nerede? Rahmet sıfatlarının bulunduğu yerde Kudretten arılıktan akıldan ve anlayıştan ibaret olan alemde?
-
کو همانجا که دل و اندیشهاش ** دایم آنجا بد چو شیر و بیشهاش
- Nerede olacak? Aslanın daima ormanda oluşu gibi o da gönlüyle düşüncesinin daima bulunduğu alemde.
-
کو همانجا که امید مرد و زن ** میرود در وقت اندوه و حزن
- Nerede olacak Kadının erkeğin dert ve mihnet zamanı ümit bağladığı cihanda.
-
کو همانجا که به وقت علتی ** چشم پرد بر امید صحتی
- Nerede olacak? İnsan hastalanınca sıhhat ümidiyle göz diktiği yerde.
-
آن طرف که بهر دفع زشتیی ** باد جویی بهر کشت و کشتیی
- Bir kötülüğü gidermek için yalvardığın bir harmanı savurmak bir gemiyi sürmek için rüzgar beklediğin alemde.
-
آن طرف که دل اشارت میکند ** چون زبان یا هو عبارت میکند 3320
- Gönlün işaret ettiği dilin “ Ey o” diye dile getirdiği yerde.
-
او معالله است بی کو کو همی ** کاش جولاهانه ماکو گفتمی
- Nereden, nerede diye aramaya lüzum yok, Tanrıyla iste, keşke ben de çulhalar gibi hep mekik deyip dursam bu sırrı bilen aklı dileseydim.
-
عقل ما کو تا ببیند غرب و شرق ** روحها را میزند صد گونه برق
- Aklımız doğuyu da görür batıyı da. Akıldan ruhlara yüzlerce çeşit şimşekler çakar.
-
جزر و مدش بد به بحری در زبد ** منتهی شد جزر و باقی ماند مد
- O, köpüklü bir denizle beraber kabardı, kıyıyı kapladı. Sonra denizle beraber çekildi. Kıyıyı kaplayışı geçti, çekilişi kaldı!