-
زان هزاران صورت و نقش و نگار ** میشدند از سو به سو خوش بیقرار
- O binlerce resim be nakşı seyrettiler, yer, yer gezdiler resimler görüp kararsız bir hale geldiler.
-
زین قدحهای صور کمباش مست ** تا نگردی بتتراش و بتپرست
- Bu suret kadehlerinden pek sarhoş olma ki put yapıcı ve puta tapıcı olmayasın.
-
از قدحهای صور بگذر مهایست ** باده در جامست لیک از جام نیست
- Suret kadehlerinden geç onlara kapılma. Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki.
-
سوی بادهبخش بگشا پهن فم ** چون رسد باده نیاید جام کم
- Ağzını şarabı verene aç. Şarap geldikten sonra kadeh eksik olmaz.
-
آدما معنی دلبندم بجوی ** ترک قشر و صورت گندم بگوی 3710
- Ey Adem gönül bağlayan mana benim beni ara kabuğu, buğday suretini bırak.
-
چونک ریگی آرد شد بهر خلیل ** دانک معزولست گندم ای نبیل
- Kum Halil için un olduktan sonra artık ey akıllı er, bil ki buğday hiçbir şey değildir.
-
صورت از بیصورت آید در وجود ** همچنانک از آتشی زادست دود
- Suret sureti olmayandan meydana gelir. Nitekim duman da ateşten çıkar.
-
کمترین عیب مصور در خصال ** چون پیاپی بینیش آید ملال
- Bu suret alemini boyuna görür durursun ayıplarını görmeye başlarsın, usanırsın bıkarsın.
-
حیرت محض آردت بیصورتی ** زاده صد گون آلت از بیآلتی
- Fakat suretsizlik sana tam bir hayret verir. Yüzlerce alet aletsizlikten meydana çıkar.
-
بی ز دستی دستها بافد همی ** جان جان سازد مصور آدمی 3715
- Tanrı elsizlik aleminde eller dokur. O canlar canı adam suretini düzer durur.