-
بی ز دستی دستها بافد همی ** جان جان سازد مصور آدمی 3715
- Tanrı elsizlik aleminde eller dokur. O canlar canı adam suretini düzer durur.
-
آنچنان که اندر دل از هجر و وصال ** میشود بافیده گوناگون خیال
- Nitekim ayrılıktan buluşmadan dolayı da gönülde çeşit, çeşit hayaller dokunur.
-
هیچ ماند این مثر با اثر ** هیچ ماند بانگ و نوحه با ضرر
- Fakat hiçbir eser yapan esere benzer mi? Feryat ve figan zarara benzer mi hiç?
-
نوحه را صورت ضرر بیصورتست ** دست خایند از ضرر کش نیست دست
- Feryadın sureti vardır, zarar suretsizdir. Zarara uğrayanlar, kendi ellerini dişler dururlar, fakat zararın eli yoktur.
-
این مثل نالایقست ای مستدل ** حیلهی تفهیم را جهد المقل
- Ey delil isteyen bu örnek yakışır bir örnek değil ama anlayışı az olan için ancak bu örneği bulabildim.
-
صنع بیصورت بکارد صورتی ** تن بروید با حواس و آلتی 3720
- Suretsiz Tanrı’nın sanatı bir suret eker, derken benden duygularla aletlerle bitiverir.
-
تا چه صورت باشد آن بر وفق خود ** اندر آرد جسم را در نیک و بد
- Dileğine göre ne suret ektiyse beden ona uyar, iyi yahut kötü olur.
-
صورت نعمت بود شاکر شود ** صورت مهلت بود صابر شود
- Nimet sureti verirse beden şükreder, mihnet sureti verirse sabreder.
-
صورت رحمی بود بالان شود ** صورت زخمی بود نالان شود
- Tanrı acıma suretiyle tecelli ederse insan gelişir büyür. Bir yara, bere suretiyle tecelli ederse ağlar feryat eder.
-
صورت شهری بود گیرد سفر ** صورت تیری بود گیرد سپر
- Bir şehir suretiyle tecelli edince insanı yola düşürür. Bir ok suretiyle tecelli ederse insan kalkanla karşı durur.