-
دست چون بر وی زد او از جا بجست ** گفت هی تو کیستی ای سگپرست
- Çocuğa elini uzatınca çocuk, yerinden sıçradı. Hey dedi, a köpeğe tapan kimsin sen?
-
گفت این سی خشت چون انباشتی ** گفت تو سی خشت چون بر داشتی 3850
- Bu otuz kerpici neye buradan aldın? Herif dedi ki: Sen ne için o otuz kerpici yığdın?
-
کودک بیمارم و از ضعف خود ** کردم اینجا احتیاط و مرتقد
- Oğlan dedi ki: Hastayım zayıfım. Yatarken ihtiyata riayet ettim.
-
گفت اگر داری ز رنجوری تفی ** چون نرفتی جانب دار الشفا
- Herif, hastaysan, hastalıktan hararetlendiysen neden hastaneye gitmedin?
-
یا به خانهی یک طبیبی مشفقی ** که گشادی از سقامت مغلقی
- Yahut bir esirgeyici hekimin evine varmadın? Gitseydin hastalıktan kurtulurdun.
-
گفت آخر من کجا دانم شدن ** که بهرجا میروم من ممتحن
- Çocuk dedi ki: Ben de bilmem nereye gideyim? Nereye gidersem bir derde uğruyorum.
-
چون تو زندیقی پلیدی ملحدی ** می بر آرد سر به پیشم چون ددی 3855
- Senin gibi bir zındık, bir pis, bir dinsiz herif, başucuma yırtıcı canavar gibi gelip dikiliyor.
-
خانقاهی که بود بهتر مکان ** من ندیدم یک دمی در وی امان
- En iyi bir yer olan tekkede bile bir an olsun aman bulmadım.
-
رو به من آرند مشتی حمزهخوار ** چشمها پر نطفه کف خایهفشار
- Bir avuç bulgur aşıyla geçinmeye çalışan derviş, gözlerinden meni akarak, elleriyle hayalarını sıkarak bana yüz tuttu.
-
وانک ناموسیست خود از زیر زیر ** غمزه دزدد میدهد مالش به کیر
- Namuslu oldun mu gizli, gizli bakar aletleriyle oynarlar.