-
صد هزاران نام گر بر هم زدی ** قصد او و خواه او یوسف بدی
- Yüz binlerce ad söylese maksadı, dileği hep Yusuf’tu.
-
گرسنه بودی چو گفتی نام او ** میشدی او سیر و مست جام او
- Acıkırsa onun adını söylerdi. Tok olursa onunla duyar, onun kadehinden sarhoş olurdu.
-
تشنگیش از نام او ساکن شدی ** نام یوسف شربت باطن شدی 4035
- Susuzluğu onun adıyla geçerdi. Batıni şerbeti onun adıydı.
-
ور بدی دردیش زان نام بلند ** درد او در حال گشتی سودمند
- Derdi oldu mu onun yüce adıyla derhal derdi yatışırdı.
-
وقت سرما بودی او را پوستین ** این کند در عشق نام دوست این
- Hatta kış vakti sevgilisinin adı ona kürk kesilirdi. Sevda aleminde sevgilisinin adı bu işi işler işte.
-
عام میخوانند هر دم نام پاک ** این عمل نکند چو نبود عشقناک
- Aşağılık kişiler de her an o temiz adı anar ama bu tesir görülmez; çünkü onlarda aşk yoktur.
-
آنچ عیسی کرده بود از نام هو ** میشدی پیدا ورا از نام او
- İsa, onun adıyla mucizeler yaptı. Ne mucize gördüyse onun adıyla gösterdi.
-
چونک با حق متصل گردید جان ** ذکر آن اینست و ذکر اینست آن 4040
- Bir can, Hakk’a ulaştı mı onun zikri, bunun zikridir; bunun zikri onun zikri.
-
خالی از خود بود و پر از عشق دوست ** پس ز کوزه آن تلابد که دروست
- Böyle can kendinden boşalır, sevgilisinin aşkıyla dolar. Testide ne varsa dışına o sızar.
-
خنده بوی زعفران وصل داد ** گریه بوهای پیاز آن بعاد
- Gülme, vuslat safranının kokusunu verir, ağlama, uzaklık soğanının kokusunu.