English    Türkçe    فارسی   

6
4033-4042

  • صد هزاران نام گر بر هم زدی  ** قصد او و خواه او یوسف بدی 
  • Yüz binlerce ad söylese maksadı, dileği hep Yusuf’tu.
  • گرسنه بودی چو گفتی نام او  ** می‌شدی او سیر و مست جام او 
  • Acıkırsa onun adını söylerdi. Tok olursa onunla duyar, onun kadehinden sarhoş olurdu.
  • تشنگیش از نام او ساکن شدی  ** نام یوسف شربت باطن شدی  4035
  • Susuzluğu onun adıyla geçerdi. Batıni şerbeti onun adıydı.
  • ور بدی دردیش زان نام بلند  ** درد او در حال گشتی سودمند 
  • Derdi oldu mu onun yüce adıyla derhal derdi yatışırdı.
  • وقت سرما بودی او را پوستین  ** این کند در عشق نام دوست این 
  • Hatta kış vakti sevgilisinin adı ona kürk kesilirdi. Sevda aleminde sevgilisinin adı bu işi işler işte.
  • عام می‌خوانند هر دم نام پاک  ** این عمل نکند چو نبود عشقناک 
  • Aşağılık kişiler de her an o temiz adı anar ama bu tesir görülmez; çünkü onlarda aşk yoktur.
  • آنچ عیسی کرده بود از نام هو  ** می‌شدی پیدا ورا از نام او 
  • İsa, onun adıyla mucizeler yaptı. Ne mucize gördüyse onun adıyla gösterdi.
  • چونک با حق متصل گردید جان  ** ذکر آن اینست و ذکر اینست آن  4040
  • Bir can, Hakk’a ulaştı mı onun zikri, bunun zikridir; bunun zikri onun zikri.
  • خالی از خود بود و پر از عشق دوست  ** پس ز کوزه آن تلابد که دروست 
  • Böyle can kendinden boşalır, sevgilisinin aşkıyla dolar. Testide ne varsa dışına o sızar.
  • خنده بوی زعفران وصل داد  ** گریه بوهای پیاز آن بعاد 
  • Gülme, vuslat safranının kokusunu verir, ağlama, uzaklık soğanının kokusunu.