-
غیر پیر استاد و سرلشکر مباد ** پیر گردون نی ولی پیر رشاد
- Pirden başka üstat ve başbuğ olmasın. Fakat yaş bakımından pir değil, doğru yol piri.
-
در زمان چون پیر را شد زیردست ** روشنایی دید آن ظلمتپرست
- Karanlığa tapan, pirin emri altına girdi mi aydınlığı görür.
-
شرط تسلیم است نه کار دراز ** سود نبود در ضلالت ترکتاز
- Şart, teslim olmaktan ibarettir, uzun işe girişmek değil. Sapıklıkta koşup yelmenin faydası yoktur.
-
من نجویم زین سپس راه اثیر ** پیر جویم پیر جویم پیر پیر
- Ben bundan böyle esir yolunu aramam. Pir ararım, pir ararım, pir!
-
پیر باشد نردبان آسمان ** تیر پران از که گردد از کمان 4125
- Göklerin merdiveni pirdir. Ok, nereden fırlar, havalanır? Yaydan.
-
نه ز ابراهیم نمرود گران ** کرد با کرکس سفر بر آسمان
- O ağır gövdeli Nemrut, İbrahim’in yüzünden gerkes kuşiyle beraber göklere sefer etmedi mi?
-
از هوا شد سوی بالا او بسی ** لیک بر گردون نپرد کرکسی
- Bir hayli yücelere çıktı ama herkes bu gökten yukarıya çıkamaz ki.
-
گفتش ابراهیم ای مرد سفر ** کرکست من باشم اینت خوبتر
- İbrahim ona dedi ki: Ey yolcu er, adamın ben olursam, bana uyarsan, bu sana daha iyidir.
-
چون ز من سازی به بالا نردبان ** بی پریدن بر روی بر آسمان
- Yücelere çıkmak için beni merdiven edinirsen uçmaksızın gökyüzüne çıkarsın.
-
آنچنان که میرود تا غرب و شرق ** بی ز زاد و راحله دل همچو برق 4130
- Hani gönlün, ekmeksiz, azıksız şimşek gibi batıdan ta doğuya dek gidişi gibi.