-
گفتش ابراهیم ای مرد سفر ** کرکست من باشم اینت خوبتر
- İbrahim ona dedi ki: Ey yolcu er, adamın ben olursam, bana uyarsan, bu sana daha iyidir.
-
چون ز من سازی به بالا نردبان ** بی پریدن بر روی بر آسمان
- Yücelere çıkmak için beni merdiven edinirsen uçmaksızın gökyüzüne çıkarsın.
-
آنچنان که میرود تا غرب و شرق ** بی ز زاد و راحله دل همچو برق 4130
- Hani gönlün, ekmeksiz, azıksız şimşek gibi batıdan ta doğuya dek gidişi gibi.
-
آنچنان که میرود شب ز اغتراب ** حس مردم شهرها در وقت خواب
- Hani gün battıktan sonra insanların duygularının geceleyin uykuda şehirleri gezip tozduğu gibi.
-
آنچنان که عارف از راه نهان ** خوش نشسته میرود در صد جهان
- Hani arifin oturup durduğu halde gizli bir yoldan yüzlerce aleme gittiği gibi.
-
گر ندادستش چنین رفتار دست ** این خبرها زان ولایت از کیست
- Böyle gidiş mümkün değilse o ilden gelen bu haberler, kimden geliyor öyleyse?
-
این خبرها وین روایات محق ** صد هزاران پیر بر وی متفق
- Bu haberlerde, bu dosdoğru rivayetlerde yüz binlerce pir ittifak etmiştir.
-
یک خلافی نی میان این عیون ** آنچنان که هست در علم ظنون 4135
- Bu kaynaklarda, öyle zanla kurulmuş bilgilerde olduğu gibi türlü, türlü değil, bir tane bile aykırı şey yoktur.
-
آن تحری آمد اندر لیل تار ** وین حضور کعبه و وسط نهار
- O arayış, karanlık gecede kıble arayışına benzer. Buysa öyle bir haldir ki gün ortası, Kabe de işte orada durup durmada.
-
خیز ای نمرود پر جوی از کسان ** نردبانی نایدت زین کرکسان
- Kalk ey Nemrut, adamları kanat edin. Bu gerkesler, sana merdiven olamaz.