-
سرنگونم هی رها کن پای من ** فهم کو در جملهی اجزای من
- Hey gidi hey… Ben, baş aşağı gelmişim, ayağımı bırak benim. Nerde benim bedenimin cüzlerinde bir akıllı fikir?
-
اشترم من تا توانم میکشم ** چون فتادم زار با کشتن خوشم 4165
- Ben deveyim, gücüm yettikçe yük çekerim. Düştüm mü kesilmem daha yeğ.
-
پر سر مقطوع اگر صد خندق است ** پیش درد من مزاج مطلق است
- Kesik başlarla dolu yüzlerce hendek olsa benim derdime karşı ancak bir eğlencedir bu.
-
من نخواهم زد دگر از خوف و بیم ** این چنین طبل هوا زیر گلیم
- Artık ben heva ve heves davulunu korkumdan kilim altında çalmayacağım.
-
من علم اکنون به صحرا میزنم ** یا سراندازی و یا روی صنم
- Ben artık sahraya bayrak dikeceğim. Ya başımı vereceğim, ya sevgiliyi göreceğim.
-
حلق کو نبود سزای آن شراب ** آن بریده به به شمشیر و ضراب
- O şarabı içmeye layık olmayan boğazın kılıçlarla, hançerlerle kesilmesi daha iyi.
-
دیده کو نبود ز وصلش در فره ** آن چنان دیده سپید کور به 4170
- Onun vuslatıyla aydınlanmayan gözün, ağarması kör olması daha yeğ.
-
گوش کان نبود سزای راز او ** بر کنش که نبود آن بر سر نکو
- Onun sırrına mahrem olmayan kulağı kökünden kopar. O başta hoş görünmez.
-
اندر آن دستی که نبود آن نصاب ** آن شکسته به به ساطور قصاب
- O cömertliğe sahip olmayan elin kasap satırıyla kırılması daha hoş.
-
آنچنان پایی که از رفتار او ** جان نپیوندد به نرگس زار او
- Onun yürüyüşüne can vermeyen, onun nerkis bahçesine canla başla gitmeyen ayak yok mu?