-
هست لرزان زو جحیم و هم جنان ** نه مر این را نه مر آن را زو امان
- Ondan cehennem de titrer, cennetler de. Ondan ne buna aman vardır, ne ona.
-
رفت عمرش چاره را فرصت نیافت ** صبر بس سوزان بدت وجان بر نتافت 4615
- Ömrü geçip gitti de bir fırsat bulamadı gitti. Sabır, pek yakıcıydı, candaysa tahammül yoktu.
-
مدتی دندانکنان این میکشید ** نارسیده عمر او آخر رسید
- Bir müddettir dişlerini sıkarak bunu bekledi durdu. Fakat ömrü bitti, ona nail olamadı.
-
صورت معشوق زو شد در نهفت ** رفت و شد با معنی معشوق جفت
- Derken sevgilinin sureti, ondan gizlendi, o da sevgilinin rnânasiyle eş oldu.
-
گفت لبسش گر ز شعر و ششترست ** اعتناق بیحجابش خوشترست
- Elbise ister şüster kumaşı olsun, ister kıldan örme. Onu çırçıplak koçmak daha hoş.
-
من شدم عریان ز تن او از خیال ** میخرامم در نهایات الوصال
- Ben, bedenden soyundum, o hayalden soyundu. Vuslat makamlarının en ilerisinde salınmaktayım dedi.
-
این مباحث تا بدینجا گفتنیست ** هرچه آید زین سپس بنهفتنیست 4620
- Bu bahisler buraya kadar söylenebilir. Bundan sonra ne zuhura gelirse gizlenmesi gerektir.
-
ور بگویی ور بکوشی صد هزار ** هست بیگار و نگردد آشکار
- Söylersen de faydasız. Yüz binlerce cehtetsen de anlatmaya çalışsan yine açığa çıkmaz.
-
تا به دریا سیر اسپ و زین بود ** بعد ازینت مرکب چوبین بود
- At ve üzengi, deniz kıyısına kadar gider. Ondan sonra sana tahtadan bir at gerek.
-
مرکب چوبین به خشکی ابترست ** خاص آن دریاییان را رهبرست
- Tahtadan at, karada yürümez. Fakat denizdekilere kılavuzdur.