English    Türkçe    فارسی   

6
4619-4628

  • من شدم عریان ز تن او از خیال  ** می‌خرامم در نهایات الوصال 
  • Ben, bedenden soyundum, o hayalden soyundu. Vuslat makamlarının en ilerisinde salınmaktayım dedi.
  • این مباحث تا بدین‌جا گفتنیست  ** هرچه آید زین سپس بنهفتنیست  4620
  • Bu bahisler buraya kadar söylenebilir. Bundan sonra ne zuhura gelirse gizlenmesi gerektir.
  • ور بگویی ور بکوشی صد هزار  ** هست بیگار و نگردد آشکار 
  • Söylersen de faydasız. Yüz binlerce cehtetsen de anlatmaya çalışsan yine açığa çıkmaz.
  • تا به دریا سیر اسپ و زین بود  ** بعد ازینت مرکب چوبین بود 
  • At ve üzengi, deniz kıyısına kadar gider. Ondan sonra sana tahtadan bir at gerek.
  • مرکب چوبین به خشکی ابترست  ** خاص آن دریاییان را رهبرست 
  • Tahtadan at, karada yürümez. Fakat denizdekilere kılavuzdur.
  • این خموشی مرکب چوبین بود  ** بحریان را خامشی تلقین بود 
  • Bu sükût da tahtadan attır. Sükût; denizdekilere telkindir.
  • هر خموشی که ملولت می‌کند  ** نعره‌های عشق آن سو می‌زند  4625
  • Seni usandıran her sükût o âlemin aşk naralarını atmadadır.
  • تو همی‌گویی عجب خامش چراست  ** او همی‌گوید عجب گوشش کجاست 
  • Sen acaba neden susmada dersin ama o, acaba kulağı nerde ki duymuyor?
  • من ز نعره کر شدم او بی‌خبر  ** تیزگوشان زین سمر هستند کر 
  • Ben nâra ata ata sağır oldum, onun haberi bile yok der. Zaten iyi işitenler, kulakları delik olanlar bile bunu duyamazlar, sağırdırlar.
  • آن یکی در خواب نعره می‌زند  ** صد هزاران بحث و تلقین می‌کند 
  • Birisi rüyada nâra atar. Yüz binlerce bahislerde bulunur, sözler söyler.