English    Türkçe    فارسی   

6
4785-4794

  • جان چون طاوس در گل‌زار ناز  ** هم‌چو چغدی شد به ویرانه‌ی مجاز  4785
  • Naz gülistanında bir tavusa benzeyen canı, mecaz viranesinde bir baykuşa döndü.
  • هم‌چو آدم دور ماند او از بهشت  ** در زمین می‌راند گاوی بهر کشت 
  • Adem gibi cennetten uzaklaştı. Ekin için yeryüzünde öküz gütmeye başladı.
  • اشک می‌راند او کای هندوی زاو  ** شیر را کردی اسیر دم گاو 
  • Ey usta Hintli, aslanı öküz kuyruğuna esir ettin ha diye ağlamaya koyuldu.
  • کردی ای نفس بد بارد نفس  ** بی‌حفاظی با شه فریادرس 
  • Ey soluğu soğuk nefis, feryada erişen padişaha vefasızlıkta bulundun ha.
  • دام بگزیدی ز حرص گندمی  ** بر تو شد هر گندم او کزدمی 
  • Bir buğday için hırsa düştün, tuzak kurdun. Fakat tuzağa serptiğin her buğday tanesi, sana karşı bir akrep kesildi.
  • در سرت آمد هوای ما و من  ** قید بین بر پای خود پنجاه من  4790
  • Başında benlik havası esti. Fakat şimdi ayağına vurulan elli batmanlık pırangaya bak diyor;
  • نوحه می‌کرد این نمط بر جان خویش  ** که چرا گشتم ضد سلطان خویش 
  • Bu çeşit kendine ağlayıp feryadediyor, neden diyordu, padişahıma zıt oldum?
  • آمد او با خویش و استغفار کرد  ** با انابت چیز دیگر یار کرد 
  • Kendine geldi, tövbe etti. Bu tövbeye başka bir şeyi de eş etti.
  • درد کان از وحشت ایمان بود  ** رحم کن کان درد بی‌درمان بود 
  • İman vahşetinden meydana gelen derde acı. Çünkü o derdin dermanı yoktur.
  • مر بشر را خود مبا جامه‌ی درست  ** چون رهید از صبر در حین صدر جست 
  • İnsanın düzgün elbisesi olmamalı. Çünkü sabırdan kurtuldu mu derhal baş köşeye sıçrar.