-
دام بگزیدی ز حرص گندمی ** بر تو شد هر گندم او کزدمی
- Bir buğday için hırsa düştün, tuzak kurdun. Fakat tuzağa serptiğin her buğday tanesi, sana karşı bir akrep kesildi.
-
در سرت آمد هوای ما و من ** قید بین بر پای خود پنجاه من 4790
- Başında benlik havası esti. Fakat şimdi ayağına vurulan elli batmanlık pırangaya bak diyor;
-
نوحه میکرد این نمط بر جان خویش ** که چرا گشتم ضد سلطان خویش
- Bu çeşit kendine ağlayıp feryadediyor, neden diyordu, padişahıma zıt oldum?
-
آمد او با خویش و استغفار کرد ** با انابت چیز دیگر یار کرد
- Kendine geldi, tövbe etti. Bu tövbeye başka bir şeyi de eş etti.
-
درد کان از وحشت ایمان بود ** رحم کن کان درد بیدرمان بود
- İman vahşetinden meydana gelen derde acı. Çünkü o derdin dermanı yoktur.
-
مر بشر را خود مبا جامهی درست ** چون رهید از صبر در حین صدر جست
- İnsanın düzgün elbisesi olmamalı. Çünkü sabırdan kurtuldu mu derhal baş köşeye sıçrar.
-
مر بشر را پنجه و ناخن مباد ** که نه دین اندیشد آنگه نه سداد 4795
- İnsanın eli, tırnağı olmamalı. Eli, tırnağı oldu mu ne din düşünür, ne doğruluk.
-
آدمی اندر بلا کشته بهست ** نفس کافر نعمتست و گمرهست
- İnsanın belâlar içinde ölmesi daha iyidir. Nefis, nimeti inkâr eder, sapıktır.
-
خطاب حق تعالی به عزرائیل علیهالسلام کی ترا رحم بر کی بیشتر آمد ازین خلایق کی جانشان قبض کردی و جواب دادن عزرائیل حضرت را
- Tanrı' nın, halkın canını alırken en fazla kime acırsın diye Azrail'e sorması, Azrail' in de Tanrı' ya cevap vermesi
-
حق به عزرائیل میگفت ای نقیب ** بر کی رحم آمد ترا از هر کیب
- Tanrı, Azrail'e dedi ki: Ey Nakip, bu dertli halktan kime acırsın?
-
گفت بر جمله دلم سوزد به درد ** لیک ترسم امر را اهمال کرد
- Azrail şöyle cevap verdi: Herkese yüreğim yanar. Fakat emri ihmal etmeden korkarım.