-
هین بکن در دفع آن خصم احتیاط ** هر که میزایید میکشت از خباط
- Kendine gel, o düşmanı defetmek için ihtiyatlı davran demişti. O yalan yanlış, kim olursa olsun her doğanı öldürüyordu.
-
کوری او رست طفل وحی کش ** ماند خونهای دگر در گردنش
- Onun gördüğü, vahyi getirecek çocuğu yetiştirdi. Başkalarının kanları, boynunda kaldı.
-
از پدر یابید آن ملک ای عجب ** تا غرورش داد ظلمات نسب
- Acaba o saltanatı babadan mı bulmuştu da gururu, kendisini soy sop karanlıklarına daldırdı?
-
دیگران را گر ام و اب شد حجاب ** او ز ما یابید گوهرها به جیب 4855
- Başkalarına ana, baba perde kesilir. Fakat o, yeninde, yakasında bulunan mücevherleri bizden buldu.
-
گرگ درندهست نفس بد یقین ** چه بهانه مینهی بر هر قرین
- Şüphe yok ki kötü bir arkadaş olan nafis, yırtıcı bir kurttur. Sen ona bak, ne diye her arkadaşa bahane bulup duruyorsun?
-
در ضلالت هست صد کل را کله ** نفس زشت کفرناک پر سفه
- Sapıklık âleminde her kele bir külah vardır. Çirkin kâfir ve işi gücü pislikten ibaret nefis diyorum ya.
-
زین سبب میگویم این بندهی فقیر ** سلسله از گردن سگ برمگیر
- Ey yoksul, bunun için diyorum işte. Köpeğin boynundan tasmayı çözme.
-
گر معلم گشت این سگ هم سگست ** باش ذلت نفسه کو بدرگست
- Bu köpek, terbiye edilse bile yine köpektir. "Ne mutlu nefsini aşağılayana" hükmüne uy, o, kötü damarlıdır.
-
فرض میآری به جا گر طایفی ** بر سهیلی چون ادیم طایفی 4860
- Taif sahtiyanı gibi bir Süheyl yıldızının etrafında döner dolaşırsan farzı yerine getirmiş olursun,
-
تا سهیلت وا خرد از شر پوست ** تا شوی چون موزهای همپای دوست
- Nihayet Süheyl yıldızı, onu deri şerrinden kurtarır. Bu suretle de sevgilinin ayağına giydiği çediğe dönersin.