- 
		    بانگ حیزان و شجاعان دلیر  ** هست پیدا چون فن روباه و شیر 
- Puştların nârasiyle babayiğit erlerin narası, tilkiyle aslanın sesi gibi farkedilir.
- 
		    یا زبان همچون سر دیگست راست  ** چون بجنبد تو بدانی چه اباست 
- Yahut da dil, tenceresinin kapağına benzer. Oynadı, açıldı mı içinde ne yemek var, anlarsın.
- 
		    از بخار آن بداند تیزهش  ** دیگ شیرینی ز سکباج ترش 
- Aklı keskin adam, tencerede tatlı yemek mi var, sirkeli ve ekşi aş mı? Dumanından anlar.
- 
		    دست بر دیگ نوی چون زد فتی  ** وقت بخریدن بدید اشکسته را 
- Biri, yeni bir çömlek almak istese alırken çömleğe elini vurdu mu kırıksa derhal anlar, kırığını görür.
- 
		   گفت دانم مرد را در حین ز پوز  ** ور نگوید دانمش اندر سه روز    4900
- Çocukların biri dedi ki: Ben adamı, sözünden derhal anlarım. Söz söylemezse üç gün içinde yine ne haldedir, nasıl adamdır? Anlar, bilirim.
- 
		    وآن دگر گفت ار بگوید دانمش  ** ور نگوید در سخن پیچانمش 
- Öbürü, söylerse anlarım, söylemezse onu söz söylemeye mecbur eder, sıkıştırırın, dedi.
- 
		    گفت اگر این مکر بشنیده بود  ** لب ببندد در خموشی در رود 
- Kadı dedi ki: Ya o bu hileyi duymuşsa. Ağzını kapar, susar, hiç söz söylemez.
- 
		  مثل 
- Örnek
- 
		    آنچنان که گفت مادر بچه را  ** گر خیالی آیدت در شب فرا 
- Hani ananın biri, çocuğuna dedi ki: Geceleyin sana bir hayal görünürse,
- 
		    یا بگورستان و جای سهمگین  ** تو خیالی بینی اسود پر ز کین 
- Mezarlıkta, yahut korkulu bir yerde kin güden kapkara bir hayal görürsen
- 
		   دل قوی دار و بکن حمله برو  ** او بگرداند ز تو در حال رو    4905
- Gönlünü sağlam tut, üstüne saldır. Derhal senden yüz çevirir.