-
آنچنان که گفت مادر بچه را ** گر خیالی آیدت در شب فرا
- Hani ananın biri, çocuğuna dedi ki: Geceleyin sana bir hayal görünürse,
-
یا بگورستان و جای سهمگین ** تو خیالی بینی اسود پر ز کین
- Mezarlıkta, yahut korkulu bir yerde kin güden kapkara bir hayal görürsen
-
دل قوی دار و بکن حمله برو ** او بگرداند ز تو در حال رو 4905
- Gönlünü sağlam tut, üstüne saldır. Derhal senden yüz çevirir.
-
گفت کودک آن خیال دیووش ** گر بدو این گفته باشد مادرش
- Çocuk dedi ki: Bu deve benzeyen hayale de anası, bu sözü söylemişse
-
حمله آرم افتد اندر گردنم ** ز امر مادر پس من آنگه چون کنم
- Ben ona saldırdım mı o da benim boynuma sarılır, anasının emrini tutar. O vakit ben ne yaparım?
-
تو همیآموزیم که چست ایست ** آن خیال زشت را هم مادریست
- Sen çevik dur, korkma diyorsun. O çirkin hayalin de bir anası vardır elbet.
-
دیو و مردم را ملقن آن یکیست ** غالب از وی گردد ار خصم اندکیست
- Şeytana da akıl öğreten tek birisi, insana da. Kuvveti, kudreti olmasa bile düşmana üst gelen, onun lûtfiyle üst gelir.
-
تا کدامین سوی باشد آن یواش ** اللهالله رو تو هم زان سوی باش 4910
- O halim nerdeyse Tanrı hakkiyçin, Tanrı hakkiyçin sen de o yana yürü, o tarafa ol.
-
گفت اگر از مکر ناید در کلام ** حیله را دانسته باشد آن همام
- Kadı dedi ki: Hile yapar, söz söylemezse, o er, senin hileni anlarsa...
-
سر او را چون شناسی راست گو ** گفت من خامش نشینم پیش او
- Sırrını nasıl öğrenirsin? Doğru söyle. Çocuk, onun önünde susar, otururum.