English    Türkçe    فارسی   

6
515-524

  • چند سیخ و چند چوب افزون خورد  ** تا که تنها آن بیابان را برد  515
  • O çölü yalnız olarak aşıncaya kadar kaç sopa fazla yer, kaç kere fazla nodullanır.
  • مر ترا می‌گوید آن خر خوش شنو  ** گر نه‌ای خر هم‌چنین تنها مرو 
  • O eşek sana der ki: Eşek değilsen yola böyle yalnız düşme. Sen de bu öğüdü iyi dinle.
  • آنک تنها خوش رود اندر رصد  ** با رفیقان بی‌گمان خوشتر رود 
  • Yolu gözeterek tenhaca ve güzel güzel giden, şüphe yok ki dostlarla daha güzel gider.
  • هر نبیی اندرین راه درست  ** معجزه بنمود و همراهان بجست 
  • Her peygamber, bu düz yolda mucize gösterdi, yoldaşları aradı.
  • گر نباشد یاری دیوارها  ** کی برآید خانه و انبارها 
  • Duvarların yardımı olmasa evler, ambarlar nereden meydana gelirdi?
  • هر یکی دیوار اگر باشد جدا  ** سقف چون باشد معلق در هوا  520
  • Her duvar, birbirinden ayrı olsa tavan, havada nasıl olur da direksiz, dayanaksız durur.
  • گر نباشد یاری حبر و قلم  ** کی فتد بر روی کاغذها رقم 
  • Kâtibin, kalemin yardımı olmasa kâğıt üstüne yazı mı yazılır, sayı mı dökülür?
  • این حصیری که کسی می‌گسترد  ** گر نپیوندد به هم بادش برد 
  • Bir kişi kamışları yere döşese, fakat örüp hasır yapmasa nasıl durur? Bir yel geldi mi alır, uçuruverir.
  • حق ز هر جنسی چو زوجین آفرید  ** پس نتایج شد ز جمعیت پدید 
  • Allah, her cinsi eş yarattı, sonuçlar da topluluktan meydana geldi.
  • او بگفت و او بگفت از اهتزاز  ** بحثشان شد اندرین معنی دراز 
  • Hâsılı adam söyledi, kuş söyledi... bahisleri uzadı gitti.