-
بنگر این کشتی خلقان غرق عشق ** اژدهایی گشت گویی حلق عشق
- Halkın aşk denizinde gark olan şu gemisine bak. Sanki aşkın boğazı bir ejderha!
-
اژدهایی ناپدید دلربا ** عقل همچون کوه را او کهربا
- Gizli, fakat gönüller kapan bir ejderha... Dağ gibi akılları çekiveren bir kehribar.
-
عقل هر عطار کاگه شد ازو ** طبلهها را ریخت اندر آب جو 625
- Hangi güzel koku satanın aklı, ondan haberdar olsa ırmağa bütün tablalarını döküverir.
-
رو کزین جو برنیایی تا ابد ** لم یکن حقا له کفوا احد
- Yürü, yürü... hakikaten bu ırmağın ne misli vardır, ne eşi; sen, bu ırmaktan ebediyen çıkamazsın.
-
ای مزور چشم بگشای و ببین ** چند گویی میندانم آن و این
- Ey yalancı gözünü aç da bak. Ne vakte dek ben şunu, bunu bilmem diyeceksin.
-
از وبای زرق و محرومی بر آ ** در جهان حی و قیومی در آ
- Riya ve mahrumiyet vebasından kurtul, diri ve daima işte güçte olan Allahlık âlemine gir.
-
تا نمیبینم همیبینم شود ** وین ندانمهات میدانم بود
- Gir de görmüyorum, görüyorum olsun... Şu bilmemler biliyorum haline gelsin.
-
بگذر از مستی و مستیبخش باش ** زین تلون نقل کن در استواش 630
- Sarhoşluktan geç, sarhoşluk verir ol. Bu renkten renge girişi bırak, onun istivasına naklet.
-
چند نازی تو بدین مستی بس است ** بر سر هر کوی چندان مست هست
- Niceye bir bu sarhoşlukla nazlanıp duracaksın? Her mahalle başında bunca sarhoş var.
-
گر دو عالم پر شود سرمست یار ** جمله یک باشند و آن یک نیست خوار
- İki âlem de sevgilinin sarhoşları ile dolsa hepsi de bir olur ki, o bir de hor hakîr değildir.