گفت پیغامبر برای امتحان ** او نمیبیند ترا کم شو نهان
Peygamber, sınamak için “O kadar gizlenme, o seni görmüyor ki” dedi.
کرد اشارت عایشه با دستها ** او نبیند من همیبینم ورا
Ayşe elleriyle işaret ederek “O görmüyor ama ben onu görüyorum ya” demek istedi.
غیرت عقل است بر خوبی روح ** پر ز تشبیهات و تمثیل این نصوح
Bu öğüt vericinin sözlerinin benzetmelerle, örneklerle dolu olması, aklın, ruhun güzelliğine karşı kıskançlığından onu göstermek istemeyişinden ileri gelir.
با چنین پنهانیی کین روح راست ** عقل بر وی این چنین رشکین چراست
Ruh, bu kadar gizliyken akıl, neden bu derece de onu kıskanır?
از که پنهان میکنی ای رشکخو ** آنک پوشیدست نورش روی او 690
Onun nuru, kendi yüzünü örtmüştür. A kıskanç, kimden gizliyorsun?
میرود بیرویپوش این آفتاب ** فرط نور اوست رویش را نقاب
Bu güneş, yüzünü örtmeden seyredip durmada. Fakat onun şiddetli nuru, yüzüne perde olmada.
از که پنهان میکنی ای رشکور ** که آفتاب از وی نمیبیند اثر
Güneş bile ondan bir eser görmemekte. Artık sen, onu kimden gizlersin ki a kıskanç?
رشک از آن افزونترست اندر تنم ** کز خودش خواهم که هم پنهان کنم
Fakat bende öyle bir kıskançlık var ki onu kendimden bile kıskanır, kendimden bile gizlemek isterim.
ز آتش رشک گران آهنگ من ** با دو چشم و گوش خود در جنگ من
Şiddetli kıskançlık ateşimden gözlerimle, kulaklarımla savaşa girişmişim âdeta.
چون چنین رشکیستت ای جان و دل ** پس دهان بر بند و گفتن را بهل 695
Ey can, ey gönül! Mademki bu kadar kıskançsın, ağzını yum, sözü bırak bari.