English    Türkçe    فارسی   

6
853-862

  • گرچه هست این دم بر تو نیم‌شب  ** نزد من نزدیک شد صبح طرب 
  • Sence şimdi gece yarısı ama bence neşe sabahı yaklaştı.
  • هر شکستی پیش من پیروز شد  ** جمله شبها پیش چشمم روز شد 
  • Her sınıklık bence kutlu bir hale geldi. Bütün geceler, gözüme gündüz kesildi.
  • پیش تو خونست آب رود نیل  ** نزد من خون نیست آبست ای نبیل  855
  • Nil ırmağı sana kandır ama bence kan değil, sudur ey akıllı kişi.
  • در حق تو آهنست آن و رخام  ** پیش داود نبی مومست و رام 
  • Sence o demirdir, tunçtur ama Davut peygambere mumdur.
  • پیش تو که بس گرانست و جماد  ** مطربست او پیش داود اوستاد 
  • Dağ, sana karşı ağırdır, cansızdır, fakat Davut’un önünde usta bir çalgıcı, bir okuyucudur.
  • پیش تو آن سنگ‌ریزه ساکتست  ** پیش احمد او فصیح و قانتست 
  • Senin önünde o kırık taşlar susarlar. Fakat Ahmed’in önünde fasih bir hale gelir, hamdü senada bulunurlar.
  • پیش تو استون مسجد مرده‌ایست  ** پیش احمد عاشقی دل برده‌ایست 
  • Senin önünde mescidin sütunu ölüdür, fakat Ahmed’e karşı gönlünü aldırmış bir âşıktır.
  • جمله اجزای جهان پیش عوام  ** مرده و پیش خدا دانا و رام  860
  • Cihanın bütün cüzüleri halkın önünde ölüdür, Allah’ya karşı bilgi sahibi ve muti.
  • آنچ گفتی کاندرین خانه و سرا  ** نیست کس چون می‌زنی این طبل را 
  • Bu evde bu konakta kimse yok, neden bu davulu çalıyorsun, dedin.
  • بهر حق این خلق زرها می‌دهند  ** صد اساس خیر و مسجد می‌نهند 
  • Bu halk, Allah için paralar verir, yüzlerce hayrın temelini atar, mescitler yaparlar.