-
زانک گردشهای آن خاشاک و کف ** باشد از غلیان بحر با شرف
- Denizin üstündeki çöplerle köpüklerin dönüp akışı, şerefli denizin köpürüp coşmasındandır.
-
باد سرگردان ببین اندر خروش ** پیش امرش موج دریا بین بجوش
- Başı dönmüş rüzgârın dönüşünü seyret de onun emrine uymuş olan deniz dalgalarının coşup köpürüşünü gör.
-
آفتاب و ماه دو گاو خراس ** گرد میگردند و میدارند پاس
- Güneşle ay, iki değirmen öküzüdür. Dönüp dururlar ve etrafı korurlar.
-
اختران هم خانه خانه میدوند ** مرکب هر سعد و نحسی میشوند 920
- Yıldızlar da konak konak koşarlar. Her kutlu ve kutsuz şeyin bineği olurlar.
-
اختران چرخ گر دورند هی ** وین حواست کاهلاند و سستپی
- Felekteki yıldızlar, uzak olduklarından, duyguların da tembel ve gevşek olup iz izleyemediklerinden onların hakikatini bilemezsin.
-
اختران چشم و گوش و هوش ما ** شب کجااند و به بیداری کجا
- Bizim göz, kulak ve akıl yıldızlarımız, gece nerededir, uyanıkken nerede?
-
گاه در سعد و وصال و دلخوشی ** گاه در نحس فراق و بیهشی
- Gâh kutlulukla, vuslatta, gönülleri hoş. Gâh kutsuzlukla, ayrılıkta kendilerinden geçmişlerdir.
-
ماه گردون چون درین گردیدنست ** گاه تاریک و زمانی روشنست
- Felekteki ay, böyle dönüp durdukça bazen kapkaranlıktır bir zamanda apaydınlık.
-
گه بهار و صیف همچون شهد و شیر ** گه سیاستگاه برف و زمهریر 925
- Gâh balla süt gibi bahar ve yaz olur, gâh, bir ölüm yerine benzeyen kış, zemheri gelir çatar, karlar yağar.
-
چونک کلیات پیش او چو گوست ** سخره و سجده کن چوگان اوست
- Külli olan şeyler bile onun önünde top gibi yuvarlanıp durur, çevgânına tâbi olur, secde eder.