-
از ستاره دیده تصریف هوا ** ناخوشت آید اذا النجم هوی
- Havanın değişmesini yıldızların tesirinden bilirsin de “And olsun yıldıza, indiği zaman” âyetinden hoşlanmazsın.
-
خود مثرتر نباشد مه ز نان ** ای بسا نان که ببرد عرق جان
- Ay, ekmekten de tesirli değildir ya. Nice ekmek vardır ki adamın can damarını koparır.
-
خود مثرتر نباشد زهره زآب ** ای بسا آبا که کرد او تن خراب 100
- Zühre, sudan daha tesirli değildir ya. Nice su vardır ki bedeni harap eder.
-
مهر آن در جان تست و پند دوست ** میزند بر گوش تو بیرون پوست
- Fakat onun sevgisi senin canındadır da onun için dostun öğüdü bir kulağından girer, bir kulağından çıkar.
-
پند ما در تو نگیرد ای فلان ** پند تو در ما نگیرد هم بدان
- Fakat bil ki senin öğüdün de bize tesir etmez, bizim öğüdümüz de sana!
-
جز مگر مفتاح خاص آید ز دوست ** که مقالید السموات آن اوست
- Meğer ki göklerin anahtarları elinde olan sevgiliden sana hususi bir anahtar ihsan edile.
-
این سخن همچون ستارهست و قمر ** لیک بیفرمان حق ندهد اثر
- Bu söz, yıldıza benzer, aya benzer. Fakat Allah buyruğu olmaksızın tesir etmez.
-
این ستارهی بیجهت تاثیر او ** میزند بر گوشهای وحیجو 105
- Bu cihetsiz yıldız, yalnız vahiy arayan kulaklara tesir eder.
-
کی بیایید از جهت تا بیجهات ** تا ندراند شما را گرگ مات
- Cihetten cihetsizlik âlemine gelin de sizi kurdu paralamasın der.
-
آنچنان که لمعهی درپاش اوست ** شمس دنیا در صفت خفاش اوست
- Onun yıldızlar saçan pırıltısı karşısında şu dünya güneşi, bir yarasaya benzer.