گفت مریم من درون خویش هم ** سجدهای دیدم از این طفل شکم
Meryem de “Ben de karnımdaki çocuğun secde ettiğini hissettim” dedi.
اشکال آوردن بر این قصه
Buna karşı şüphe
ابلهان گویند کاین افسانه را ** خط بکش زیرا دروغ است و خطا
Ahmaklar derler ki: “Bırak şu masalı. Yalan, yanlış.
ز انکه مریم وقت وضع حمل خویش ** بود از بیگانه دور و هم ز خویش
Meryem, doğuracağı zaman yabancıdan da uzaktı, akrabadan da.
از برون شهر آن شیرین فسون ** تا نشد فارغ نیامد خود درون
O güzel hatun şehirden dışarı çıktı. Doğurmadıkça şehre girmedi.
چون بزادش آن گهانش بر کنار ** بر گرفت و برد تا پیش تبار3610
Doğurunca yavrusunu kucağına alıp, bağrına basıp soyunun, sopunun yanına geldi.
مادر یحیی کجا دیدش که تا ** گوید او را این سخن در ماجرا
Yahya’nın anası, onu nerede gördü de bu hikâyeyi anlattı, bu sözü söyledi?”
جواب اشکال
Bu şüpheye verilen cevap
این بداند کان که اهل خاطر است ** غایب آفاق او را حاضر است
Bunu ilhama mazhar olan, afakta, gayp âleminde bulunan şeyleri yanındaymış gibi bilen kişi anlar.
پیش مریم حاضر آید در نظر ** مادر یحیی که دور است از بصر
Yahya’nın anası, uzakta olmakla beraber Meryem’in yanında bulunabilir.
دیدهها بسته ببیند دوست را ** چون مشبک کرده باشد پوست را
Vücut, göz göz olunca gözler kapalı olduğu halde de sevgilinin yüzü görülebilir.
ور ندیدش نه از برون نز اندرون ** از حکایت گیر معنی ای زبون3615
Mamafih baş gözüyle de göremediğini, can gözüyle de göremediğini farz et, ne çıkar? Ey düşkün, sen kısadan hisse almaya bak!
نه چنان کافسانهها بشنیده بود ** همچو شین بر نقش آن چسبیده بود
Kıssaları duyup “Nakış” kelimesine “Ş” harfinin eklendiği gibi o kıssaların suretine bağlanan, dış yüzüne kapılan kişiye benzeme.
تا همیگفت آن کلیله بیزبان ** چون سخن نوشد ز دمنه بیبیان
Dilsiz Dimne, Kelile’ye nasıl söz söyler? Söz söylemekten aciz Dinme, Kelile’ye meramını nasıl anlatırdı?
ور بدانستند لحن همدگر ** فهم آن چون کرد بینطقی بشر
Tutalım, bunlar, birbirlerinin sözlerini anladılar, söz söylemeden meramlarını ifade eden bu hayvanların ne demek istediklerini insan nasıl anlayabilir?
در میان شیر و گاو آن دمنه چون ** شد رسول و خواند بر هر دو فسون
Dimne, aslanla öküz arasında nasıl bir elçi oldu, ikisini de nasıl kandırdı?
چون وزیر شیر شد گاو نبیل ** چون ز عکس ماه ترسان گشت پیل3620
O akıllı öküz nasıl aslana vezir oldu. Fil ayın aksinden nasıl korktu?
این کلیله و دمنه جمله افتری است ** ور نه کی با زاغ لکلک را مری است
Bu Dimne ve Kelile hikâyesinin hepsi yalan. Yoksa karganın leylekle ne alışverişi olur,nasıl leylekle savaşır?” deme.
ای برادر قصه چون پیمانهای است ** معنی اندر وی مثال دانهای است
Kardeş, kıssa bir ölçeğe benzer, mana içindeki taneye.
دانهی معنی بگیرد مرد عقل ** ننگرد پیمانه را گر گشت نقل
Akıllı kişi taneyi alır, ölçek var mı, yok mu? Ona bakmaz.
ماجرای بلبل و گل گوش دار ** گر چه گفتی نیست آن جا آشکار
Aralarında sözden eser yok, fakat bülbülle gülün macerasına dinle!
سخن گفتن به زبان حال و فهم کردن آن
Hâl diliyle söz söyleyiş ve anlaşılması
ماجرای شمع با پروانه نیز ** بشنو و معنی گزین کن ای عزیز3625
Mumla pervanenin başından geçenleri duy, bunların manasına vâkıf ol güzelim.
گر چه گفتی نیست سر گفت هست ** هین ببالا پر مپر چون جغد پست
Aralarında bir söz yok ama sözün sırrı, manası var ya. Agâh ol, yücelere uç, baykuş gibi aşağılarda uçma.
گفت در شطرنج کاین خانهی رخ است ** گفت خانه از کجاش آمد بدست
Birisi “Burası satrançta ruh hanesi” demiş. Bu sözü duyan “O, evi nereden elde etmiş?”
خانه را بخرید یا میراث یافت ** فرخ آن کس کاو سوی معنی شتافت
Satın mı almış, yoksa mirasa mı konmuş?” diye sormuş. Ne mutlu mana anlayana!
گفت نحوی زید عمرا قد ضرب ** گفت چونش کرد بیجرمی ادب
Nahivcilerden biri “Zeyd, Amr’ı dövdü” diye bir misal getirmiş. Dinleyen “Suçu yokken neye dövmüş?
عمرو را جرمش چه بد کان زید خام ** بیگنه او را بزد همچون غلام3630
Amr’ın ne suçu varmış ki o çiğ Zeyd, onu köleler gibi suçsuz dövüyor?” der.