-
صد سبو را بشکند یک پاره سنگ ** و آب چشمه میزهاند بیدرنگ
- Bir taş parçası yüz testiyi kırar ama pınar suyu durmadan kaynar.
-
بت شکستن سهل باشد نیک سهل ** سهل دیدن نفس را جهل است جهل
- Put kırmak kolay, gayet kolaydır. Fakat nefsi kolay görmek cahilliktir.
-
صورت نفس ار بجویی ای پسر ** قصهی دوزخ بخوان با هفت در
- Ey oğul, nefsin misal ve suretini istersen yedi kapılı cehennemin kıssasını oku!
-
هر نفس مکری و در هر مکر ز آن ** غرقه صد فرعون با فرعونیان 780
- Nefsin her anda hilesi var, her hilesinde yüzlerce Firavun, Firavun’a uyanlarla boğulmuş!
-
در خدای موسی و موسی گریز ** آب ایمان را ز فرعونی مریز
- Mûsâ’nın Tanrısına ve Mûsâ’ya kaç; Firavun’luk ederek iman suyunu dökme!
-
دست را اندر احد و احمد بزن ** ای برادر واره از بو جهل تن
- Ahad ve Ahmed’e yapış, ey kardeş, ten Ebucehl’inden kurtul!
-
به سخن آمدن طفل در میان آتش و تحریض کردن خلق را در افتادن به آتش
- O Yahudi padişahının, küçük bir çocukla bir kadını getirip, o çocuğu ateşe atması, çocuğun dile gelerek halkı ateşe atılmağa teşvik eylemesi
-
یک زنی با طفل آورد آن جهود ** پیش آن بت و آتش اندر شعله بود
- O Yahudi, bir kadını çocuğuyla putun önüne getirdi, ateş yalımlanmıştı.
-
طفل از او بستد در آتش در فکند ** زن بترسید و دل از ایمان بکند
- Çocuğu, anasından alıp ateşe attı. Kadın korkup gönlünü imandan ayırdı.
-
خواست تا او سجده آرد پیش بت ** بانگ زد آن طفل إنی لم أمت 785
- Kadın, put önünde secde etmek isteyince çocuk ateş içinde “Ben ölmedim” diye haykırdı.
-
اندر آ ای مادر اینجا من خوشم ** گر چه در صورت میان آتشم
- “Ana, gel. Gerçi zahirde ateş içinde isem de ben burada iyiyim, hoşum.