-
گر سیاهی بر شتر مشک آورد ** سوی میر خود به زودی میبرد
- Orada zenci bir köle kırbayla beyine su götürüyor.
-
آن شتربان سیه را با شتر ** سوی من آرید با فرمان مر
- O zenci deveciyi devesiyle beraber ister istemez tutup bana getirin “ dedi.
-
سوی کثبان آمدند آن طالبان ** بعد یکساعت بدیدند آنچنان
- Birkaç kişi, kalkıp kum tepesine doğru koştular. Bir müddet sonra hakikaten dediği gibi,
-
بندهای میشد سیه با اشتری ** راویه پر آب چون هدیهبری
- Zenci bir kul gördüler, kırbasını doldurmuş, devesine binmiş, beyine su götürüyordu.
-
پس بدو گفتند میخواند ترا ** این طرف فخر البشر خیر الوری 3140
- Zenciye “Şu tarafta insanların iftihar edecekleri zat, Kâinatın hayırlısı olan Peygamber seni çağırıyor“ dediler.
-
گفت من نشناسم او را کیست او ** گفت او آن ماهروی قندخو
- Adam, “Ben onu tanımıyorum, o da kim?” dedi. “Ay yüzlü, şeker huylu Muhammed “ dediler,
-
نوعها تعریف کردندش که هست ** گفت مانا او مگر آن شاعرست
- Nasılsa öylece anlattılar, öylece övdüler. Zenci, “O galiba bir şair olacak.
-
که گروهی را زبون کرد او بسحر ** من نیایم جانب او نیم شبر
- Bir kısmı halkı sihirle zebun etmiş… Ona yarım arşın bile yaklaşmam ben “ dedi.
-
کشکشانش آوریدند آن طرف ** او فغان برداشت در تشنیع و تف
- Nihayet herifi yakalayıp zorla, çeke çeke o tarafa sürüklemeye başladılar. Zenci, bağırıp çağırıyor, sövüp sayıyordu!
-
چون کشیدندش به پیش آن عزیز ** گفت نوشید آب و بردارید نیز 3145
- Zenciyi Azizin yanına getirdikleri zaman Peygamber, “Su için, mataralarınızı, kırbalarınızı da doldurun” dedi.