-
عکس عبدالله همه نوری بود ** عکس بیگانه همه کوری بود
- Allah kulunun aksi tamamıyla nurdur, yabancının aksiyse tamamıyla körlük!
-
عکس هر کس را بدان ای جان ببین ** پهلوی جنسی که خواهی مینشین
- Ey can, herkesin aksi nedir, bunu bil… dilediğin kişinin yanında otur!
-
وجه عبرت گرفتن ازین حکایت و یقین دانستن کی ان مع العسر یسرا
- Bu hikâyeden ibret alış şüphesiz olarak her güçlüğün bir kolaylığı olduğunu biliş
-
عبرتست آن قصه ای جان مر ترا ** تا که راضی باشی در حکم خدا 3255
- Ey can o hikâye, Allah hükmüne razı olasın diye sana ibrettir.
-
تا که زیرک باشی و نیکوگمان ** چون ببینی واقعهی بد ناگهان
- İbret al da kötü bir işe düşünce aklını başına devşir, ye’se düşme, hüsnü zanda bulun!
-
دیگران گردند زرد از بیم آن ** تو چو گل خندان گه سود و زیان
- Başkaları, o hâdiseden korkup sapsarı kesilse bile sen aldırış etme. Fayda, zamanında da, ziyan zamanında da gül gibi gülmeye bak!
-
زانک گل گر برگ برگش میکنی ** خنده نگذارد نگردد منثنی
- Gülün yapraklarını birer birer koparsan da yine gülmeyi bırakmaz, yine solup gamlanmaz.
-
گوید از خاری چرا افتم بغم ** خنده را من خود ز خار آوردهام
- Bir dikenden niçin gama düşeyim? Zaten bu gülmeyi diken yüzünden buldum der.
-
هرچه از تو یاوه گردد از قضا ** تو یقین دان که خریدت از بلا 3260
- Takdir yüzünden kaybettiğin şeyler, muhakkak senden belâyı giderir… Bunu böyle bil!
-
ما التصوف قال وجدان الفرح ** فی الفاد عند اتیان الترح
- Tasavvuf nedir diye bir uluya sordular da dedi ki: Sıkıntı zamanı, gönülde neşe, ferah bulmak!
-
آن عقابش را عقابی دان که او ** در ربود آن موزه را زان نیکخو
- Allah’ın verdiği mihnet ve cefayı da Peygamber’in pabucunu kapan tavşancıl say.