-
گفت یا رب تا به صد سال و فزون ** این چنینم ده بریز از من تو خون
- Kadın, “Yarabbi, yüzyıl, hatta daha fazla bir müddet benden kan dök, evlâtlarımı öldür… Razıyım “
-
اندر آن باغ او چو آمد پیش پیش ** دید در وی جمله فرزندان خویش
- Yavaş yavaş, adım adım o bahçeye girince bütün çocuklarını orada gördü de,
-
گفت از من کم شد از تو گم نشد ** بی دو چشم غیب کس مردم نشد 3415
- Dedi ki: “Yarabbi, ben kaybettim ama sen kaybetmemişsin! “Evet… İnsan, gaybi gören göze malik olmadıkça insan olamaz.
-
تو نکردی فصد و از بینی دوید ** خون افزون تا ز تب جانت رهید
- Sen istemezsin, sebep olamazsın ama burnun kanar, bir hayli de kan akar… Derken ateşin geçer, kurtulursun.
-
مغز هر میوه بهست از پوستش ** پوست دان تن را و مغز آن دوستش
- Her meyvanın içi, kabuğundan iyidir. Teni de kabuk, sevgiliyi iç bil!
-
مغز نغزی دارد آخر آدمی ** یکدمی آن را طلب گر زان دمی
- İnsan, pek lâtif bir içe maliktir. İnsansan bir an olsun onu ara!
-
در آمدن حمزه رضی الله عنه در جنگ بی زره
- Allah razı olsun, Hamza’nın savaşa zırhsız girmesi
-
اندر آخر حمزه چون در صف شدی ** بی زره سرمست در غزو آمدی
- Son zamanlarındaysa savaş saflarına zırhsız olarak katılır, sarhoşça savaşa atılırdı.
-
سینه باز و تن برهنه پیش پیش ** در فکندی در صف شمشیر خویش 3420
- Göğsü açık, vücudu çıplak olarak kendini kılıçlara atardı.
-
خلق پرسیدند کای عم رسول ** ای هزبر صفشکن شاه فحول
- Halk, “Ey Peygamber’in amcası, ey saflar yaran aslan, ey erlerin padişahı.
-
نه تو لا تلقوا بایدیکم الی ** تهلکه خواندی ز پیغام خدا
- Allah buyruğunda“ Nefislerinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın“ emrini okumadın mı ki?