-
تا من و تو هر دو در بحر اوفتیم ** که من و تو این کره را آیتیم
- Ben de, sen de birden denize dalalım... çünkü ben de bu halka bir delilim sen de!
-
همچنان کردند و در آتش شدند ** هر دو خود را بر تف آتش زدند
- Öyle yaptılar; ateşe girdiler... ikisi de kendilerini kızgın ateşe attılar.
-
از خدا گوینده مرد مدعی ** رست و سوزید اندر آتش آن دعی
- Tanrı var diye iddia eden kurtuldu öbür haramzade yandı, mahvoldu.
-
از مذن بشنو این اعلام را ** کوری افزونروان خام را
- Bu haberi müezzinden duy... ham ruhun körlüğünü bir kat daha arttırır!
-
که نسوزیدست این نام از اجل ** کش مسمی صدر بودست و اجل 2865
- Ecelle,ölümle Mustafa’nın adı yanmamıştır... çünkü o adın sahibi ileriden ileriydi uludan ulu!
-
صد هزاران زین رهان اندر قران ** بر دریده پردههای منکران
- Bu devirde bahse girişenlerin yüz binlercesi münkirlerin perdelerini yırtmıştır.
-
چون گرو بستند غالب شد صواب ** در دوام و معجزات و در جواب
- Müminle filozof bu işe karar verdiler... mucizelerin devam ettiği zuhur etti; doğru olan galip oldu... bu cevaptan
-
فهم کردم کانک دم زد از سبق ** وز حدوث چرخ پیروزست و حق
- Anladım ki âlemin evveli vardır, bu gök kubbe sonradan yaratılmıştır diyen haklıdır.
-
حجت منکر هماره زردرو ** یک نشان بر صدق آن انکار کو
- Münkirin getirdiği delilin yüzü daima sarıdır... o inkârın doğruluğuna nerede bir nişane?
-
یک مناره در ثنای منکران ** کو درین عالم که تا باشد نشان 2870
- Münkirlerin övüldüğü bir minare nerede? Alemde böyle bir minare göster bana da onların doğruluğuna nişane olsun.