-
شه حسامالدین که نور انجمست ** طالب آغاز سفر پنجمست
- Yıldızların nuru olan Şah Hüsameddin, beşinci cildin başlamasını istiyor...
-
این ضیاء الحق حسام الدین راد ** اوستادان صفا را اوستاد
- Ey Allah ışığı cömert Hüsameddin, beşeri bulantılardan durulanların üstatlarına üstatsın sen!
-
گر نبودی خلق محجوب و کثیف ** ور نبودی حلقها تنگ و ضعیف
- Halk perde ardında olmasaydı, halkın gözleri açık olsaydı ve havsalalar dar ve zayıf bulunmasaydı.
-
در مدیحت داد معنی دادمی ** غیر این منطق لبی بگشادمی
- Seni övmeye manevi bir tarzda girişir, bu sözlerden başka sözler söyleyecek bir dudak açardım.
-
لیک لقمهی باز آن صعوه نیست ** چاره اکنون آب و روغن کردنیست 5
- Fakat Doğan kuşunun lokmasını yont kuşu yutamaz. Çaresi, suyla yağı birbirine katmaktan ibaret.
-
مدح تو حیفست با زندانیان ** گویم اندر مجمع روحانیان
- Seni bu zindan aleminde yaşayanlara övmek lüzumsuzdur. Senin vasfını ancak ruhanilerin topluluğunda söyleyebilirim.
-
شرح تو غبنست با اهل جهان ** همچو راز عشق دارم در نهان
- Alem ehline seni anlatmak zararlıdır. Seni, aşk sırrı gibi gizlemekteyim.
-
مدح تعریفست در تخریق حجاب ** فارغست از شرح و تعریف آفتاب
- Övmek tarif etmek perdeyi yırtmaktır. Halbuki güneşin anlatılmaya da ihtiyacı yok, tarife de.
-
مادح خورشید مداح خودست ** که دو چشمم روشن و نامرمدست
- Güneşi öven kendini över, iki gözüm de aydındır, çapaklı değil, ağrımıyor demek ister.
-
ذم خورشید جهان ذم خودست ** که دو چشمم کور و تاریک به دست 10
- Alemdeki güneşi yermek, iki gözüm de kör, karanlık ve çipil diye kendini yermektir.