-
این سخن پایان ندارد ای قباد ** حرص ما را اندرین پایان مباد 1320
- Ey ulu kişi, bu sözün sonu gelmez. Bu husustaki hırsımız da dilerim bitmesin.
-
رجوع به قصهی رنجور
- Hasta hikâyesi
-
باز گرد و قصهی رنجور گو ** با طبیب آگه ستارخو
- Dön de hasta hikâyesini söyle, ayıpları örten hekimle macerasını anlat.
-
نبض او بگرفت و واقف شد ز حال ** که امید صحت او بد محال
- Hekim, hastanın nabzını tutup halini anladı. İyileşme ümidi hiç yoktu.
-
گفت هر چت دل بخواهد آن بکن ** تا رود از جسمت این رنج کهن
- Dedi ki: Gönlün ne dilerse onu yap da bedenindeki bu eski dert gitsin.
-
هرچه خواهد خاطر تو وا مگیر ** تا نگردد صبر و پرهیزت زحیر
- Hatırına ne gelirse yap, geri durma da sabır ve perhiz, sana eziyet vermesin.
-
صبر و پرهیز این مرض را دان زیان ** هرچه خواهد دل در آرش در میان 1325
- Bil ki sabır ve perhiz, bu hastalığa ziyandır, gönlüne geleni yap.
-
این چنین رنجور را گفت ای عمو ** حق تعالی اعملوا ما شتم
- Hastaya, Allahnın dediği gibi âdeta “Dilediğinizi yapın” dedi.
-
گفت رو هین خیر بادت جان عم ** من تماشای لب جو میروم
- Hasta âlâ dedi, haydi sen git, hayra karşı. Ben ırmak kıyısına seyre gidiyorum.
-
بر مراد دل همیگشت او بر آب ** تا که صحت را بیابد فتح باب
- Kendisine sıhhatten bir kapı açılsın, iyileşsin diye gönlünün dilediğince ırmak kıyısında gezinip duruyordu.
-
بر لب جو صوفیی بنشسته بود ** دست و رو میشست و پاکی میفزود
- Su kenarında bir sofi oturmuş, elini yüzünü yıkıyor, temizken bir kat daha temiz oluyordu.