-
پس چو تن باشد جهاد و اعتقاد ** جان این کشتن نباتست و حصاد
- Şu halde çalışmak ve inanmak, bedene benzer. Bu ekmenin canı da biten mahsuldür ve onu devşirmektir.
-
امر معروف او و هم معروف اوست ** کاشف اسرار و هم مکشوف اوست
- Doğruluğu emretmek de odur, doğruluk da o.
-
شاه امروزینه و فردای ماست ** پوست بندهی مغز نغزش دایماست
- Bu günümüzün de padişahıdır, yarınımızın da. Deri, daima lâtif içe kuldur.
-
چون انا الحق گفت شیخ و پیش برد ** پس گلوی جمله کوران را فشرد 2095
- Şeyh “Ben Allahyım” dedi ama ileri gitti, bütün körlerin boğazını sıktı.
-
چون انای بنده لا شد از وجود ** پس چه ماند تو بیندیش ای جحود
- Kulun varlığı, Allah varlığında yok olunca ne kalır? Bir düşün a çıfıt!
-
گر ترا چشمیست بگشا در نگر ** بعد لا آخر چه میماند دگر
- Gözün varsa aç da bak. Lâ dedikten sonra artık ne kalır?
-
ای بریده آن لب و حلق و دهان ** که کند تف سوی مه یا آسمان
- O göğe, aya tüküren dudağın, boğazın, ağzın kesilseydi keşke!
-
تف برویش باز گردد بی شکی ** تف سوی گردون نیابد مسلکی
- Şüphe yok ki o tükürük, göğe çıkmaz, döner, senin suratına gelir.
-
تا قیامت تف برو بارد ز رب ** همچو تبت بر روان بولهب 2100
- “Ebuleheb’in ruhuna kıyamete kadar “Elleri kurusun” bedduası geldiği gibi o tükürük de kıyamete kadar Allah’dan, senin suratına gelir.
-
طبل و رایت هست ملک شهریار ** سگ کسی که خواند او را طبلخوار
- Davulu var, bayrağı var, ülkesi var. Böyle bir padişaha hazır sofraya oturur diyen köpektir.