-
در میان آن دو لشکرگاه زفت ** چالش و پیکار آنچ رفت رفت
- O iki büyük ordu arasında savaşlar oldu, geldi geçti.
-
همچنان دور دوم هابیل شد ** ضد نور پاک او قابیل شد
- İkinci devre Habil geldi, onun pak nurunun zıddı Kaabil oldu.
-
همچنان این دو علم از عدل و جور ** تا به نمرود آمد اندر دور دور
- Adalet ve zulümden ibaret olan bu iki bayrak, böylece devir devir, Nemrud’a kadar geldi dayandı.
-
ضد ابراهیم گشت و خصم او ** وآن دو لشکر کینگزار و جنگجو
- O, İbrahim’in zıddı ve düşmanı oldu. O iki ordu birbirine kin güttü, savaştı durdu.
-
چون درازی جنگ آمد ناخوشش ** فیصل آن هر دو آمد آتشش 2160
- Savaşın uzamasından hoşlanmayınca ikisinin arasını ateş ayırdı.
-
پس حکم کرد آتشی را و نکر ** تا شود حل مشکل آن دو نفر
- O iki taifenin müşkülü halledilsin diye ateşi, azabı hakem yaptı.
-
دور دور و قرن قرن این دو فریق ** تا به فرعون و به موسی شفیق
- Devir devir zaman zaman bu iki fırka, Firavunla esirgeyici Musa’nın zamanına kadar
-
سالها اندر میانشان حرب بود ** چون ز حد رفت و ملولی میفزود
- Yıllarca savaştı. Aralarındaki savaş bitmedi tükenmedi. Bu iş, haddi aşıp usanç verince de
-
آب دریا را حکم سازید حق ** تا که ماند کی برد زین دو سبق
- Tanrı, denizi hakem yaptı; bakalım hangisi öndülü alacak dedi.
-
همچنان تا دور و طور مصطفی ** با ابوجهل آن سپهدار جفا 2165
- Mustafa’nın devrine, onun zuhuruna kadar bu böyle gitti. O zuhur edince Ebucehil’le o cefa askerinin başbuğuyla savaştı.