-
اندرین کاشان خاک از احولی ** چون عمر میگرد چو نبوی علی
- Kâşan olan bir yeryüzünde şaşkınlığından Ali olmadınsa Ömer gibi gez dolan gayrı.
-
هست احول را درین ویرانه دیر ** گوشه گوشه نقل نو ای ثم خیر
- Hadi hayra karşı bu yıkık manastırda şaşıya yeniden yeniye göçler vardır.
-
ور دو چشم حقشناس آمد ترا ** دوست پر بین عرصهی هر دو سرا
- Fakat hakkı tanıyan gören iki göze sahip olursan iki âlemde dostla dolu görürsün.
-
وا رهیدی از حوالهی جا به جا ** اندرین کاشان پر خوف و رجا 3235
- Bu korku ve ümitle dolu Kâşan’da oradan oraya yollanmadan kurtulursun.
-
اندرین جو غنچه دیدی یا شجر ** همچو هر جو تو خیالش ظن مبر
- Bu ırmakta konca, yahut ağaç gördün meselâ her ırmakta olduğu gibi onu hayal sanma.
-
که ترا از عین این عکس نقوش ** حق حقیقت گردد و میوهفروش
- Bu nakışların aksi, doğrudur ve Tanrı bunlardan sana meyve satar.
-
چشم ازین آب از حول حر میشود ** عکس میبیند سد پر میشود
- Göz, bu su yüzünden şaşkınlıktan azat olur. Oradaki akisleri görür sepeti meyvelerle dolar.
-
پس به معنی باغ باشد این نه آب ** پس مشو عریان چو بلقیس از حباب
- Şu halde hakikatte bu su değildir bağdır. Artık sende Belkıs gibi happeleri görüp soyunmaya kalkışma.
-
بار گوناگونست بر پشت خران ** هین به یک چون این خران را تو مران 3240
- Eşeklerin sırtında çeşit çeşit yükler var kendine gel, bu eşekleri bir sopayla sürme.
-
بر یکی خر بار لعل و گوهرست ** بر یکی خر بار سنگ و مرمرست
- Eşeğin birindeki yük Lâal ve mücevherdir öbüründeki yük taş ve mermer.