English    Türkçe    فارسی   

6
940-949

  • باز آمد آب جان در جوی ما  ** باز آمد شاه ما در کوی ما  940
  • Yine ırmağımıza can suyu geldi. Yine padişahımız köyümüze kondu.
  • می‌خرامد بخت و دامن می‌کشد  ** نوبت توبه شکستن می‌زند 
  • Baht, salınıp gezmede, eteğini sürmede, tövbeyi bozma zamanı geldi diye naralar atmadadır.
  • توبه را بار دگر سیلاب برد  ** فرصت آمد پاسبان را خواب برد 
  • Yine sel geldi, tövbeyi silip süpürdü. Bekçi uykuya daldı, fırsat vakti gelip çattı.
  • هر خماری مست گشت و باده خورد  ** رخت را امشب گرو خواهیم کرد 
  • Her mahmur, şarap içti, sarhoş oldu. Bu gece varımızı, yoğumuzu rehine koyacağız.
  • زان شراب لعل جان جان‌فزا  ** لعل اندر لعل اندر لعل ما 
  • O canlara canlar katan lâl şarapla, lâl içinde lâl olduk, lâl içinde lâl kesildik.
  • باز خرم گشت مجلس دلفروز  ** خیز دفع چشم بد اسپند سوز  945
  • Yine meclis şenlendi, gönülleri parlattı. Kalk, kem göz değmesin diye mangala çörekotu at.
  • نعره‌ی مستان خوش می‌آیدم  ** تا ابد جانا چنین می‌بایدم 
  • Güzel sarhoşların naralarını duyuyorum. Canım, ta sonuna kadar böyle olmayalım işte.
  • نک هلالی با بلالی یار شد  ** زخم خار او را گل و گلزار شد 
  • İşte bir Hilâl bir Bilâl’e dost oldu. Diken yarası, ona gül ve gülnar kesildi.
  • گر ز زخم خار تن غربال شد  ** جان و جسمم گلشن اقبال شد 
  • Beden, diken yarası ile kalbura döndü ama canım, bedenim, devlet gülistanı oldu.
  • تن به پیش زخم خار آن جهود  ** جان من مست و خراب آن و دود 
  • Beden, o kâfirin dikeninin zahmı önünde ama canım, Allah’nın sarhoşu!