زید پرانید تیری سوی عمر ** عمر را بگرفت تیرش همچو نمر
Meselâ Amr’e Zeyd bir ok atar; o ok, Amr’i kaplan gibi yaralar.
مدت سالی همیزایید درد ** دردها را آفریند حق نه مرد
Yara, bir yıl kadar Amr’ın vücudunda ağrılar, sızılar meydana getirir. O dertleri, Hak yaratmıştır, insan değil.
زید رامی آن دم ار مرد از وجل ** دردها میزاید آن جا تا اجل1665
Oka hedef olan Amr, o anda korkudan ölürse, yahut ölümüme kadar bedeninde yaralar, bereler vücuda gelir de,
ز آن موالید وجع چون مرد او ** زید را ز اول سبب قتال گو
O ağrılardan, o illetlerden ölürse Zeyd’e; ilk sebepten, ok attığından dolayı katil de!
آن وجعها را بدو منسوب دار ** گر چه هست آن جمله صنع کردگار
Hepsi, Tanrı’nın icadı ise de o ağrıları Zeyd’e nispet et!
همچنین کشت و دم و دام و جماع ** آن موالید است حق را مستطاع
Ekin ekmek, nefes almak, tuzak kurmak, çiftleşmek de böyledir. Onların sesleri hep Hakk’a mutîdir (eken, nefes alan, tuzak kuran, çiftleşen kuldur; bitiren, yaşatan, tuzağa düşüren, doğurtan yahut bunların aksini meydana getiren Hak’tır).
اولیا را هست قدرت از اله ** تیر جسته باز آرندش ز راه
Velîlerde Tanrı’dan öyle bir kudret vardır ki atılmış oku yoldan geri çevirirler.
بسته درهای موالید از سبب ** چون پشیمان شد ولی ز آن دست رب1670
Tanrı velisi, pişman olursa sebeplere eserlerin kapılarını kapar (fiilleri neticesiz bırakır). Fakat bunu, Tanrı eliyle yapar.
گفته ناگفته کند از فتح باب ** تا از آن نه سیخ سوزد نه کباب
Tanrı kudretiyle; söylenmiş bir sözü söylenmemiş hale getirir. Bir halde ki ne şiş yanar ne kebap!
از همه دلها که آن نکته شنید ** آن سخن را کرد محو و ناپدید
Bütün kalplerdeki nükteleri işitir, gönüllerden o sözü yok eder.
گرت برهان باید و حجت مها ** باز خوان من آية أو ننسها
Ey ulu kişi! Sana delil ve huccet gerekse “Min âyetin ey nünsiha” ayetini oku.
آیت أنسوکم ذکری بخوان ** قدرت نسیان نهادنشان بدان
این دریغاها خیال دیدن است ** وز وجود نقد خود ببریدن است
Bu eyvah demeler, bu acınmalar onu görmek, peşin ve elde olan kendi varlığından kesilmek hayaliyledir.
غیرت حق بود و با حق چاره نیست ** کو دلی کز حکم حق صد پاره نیست
(Bu kuşun ölümüne sebep) Tanrı’nın gayreti (kıskanması) idi. Hakk’ın hükmüne çare bulunmaz. Nerede bir gönül ki Tanrı’nın hükmünden yüz parça olmamış olsun!