- Yıkanmak için dereye girince derenin dibindeki diken sana zarar verir;
- بهر غسل ار در روی در جویبار ** بر تو آسیبی زند در آب خار
- Gerçi diken suyun dibinde gizlidir, fakat sana batınca mevcudiyetini anlarsın.
- گر چه پنهان خار در آب است پست ** چون که در تو میخلد دانی که هست
- Vahiy ve vesveselerin ıstırapları, binlerce kişiden gelir, bir kişiden değil.
- خار خار وحیها و وسوسه ** از هزاران کس بود نی یک کسه
- Şüphe ediyorsan sabret, duyguların değişince onları görürsün, müşkül hallolur;
- باش تا حسهای تو مبدل شود ** تا ببینیشان و مشکل حل شود
- O vakit kimlerin sözlerini reddetmişsin, kimleri kendine ulu eylemişsin, görürsün. 1040
- تا سخنهای کیان رد کردهای ** تا کیان را سرور خود کردهای
- Av hayvanlarının tekrar tavşanın sırrını ve düşüncesini araştırmaları
- باز طلبیدن نخجیران از خرگوش سر اندیشهی او را
- Ondan sonra dediler ki: “Ey çevik tavşan! Aklındakini meydana çıkar!
- بعد از آن گفتند کای خرگوش چست ** در میان آر آن چه در ادراک تست
- Ey bir aslanla pençeleşen, kavgaya girişen, düşündüğün şeyi söyle!
- ای که با شیری تو در پیچیدهای ** باز گو رایی که اندیشیدهای
- Danışmak, insana anlayış ve akıl verir; akıllar da akıllara yardım eder.
- مشورت ادراک و هشیاری دهد ** عقلها مر عقل را یاری دهد
- Peygamber “ Ey tedbir sahibi, danış ki kendisiyle danışılan kişi emindir” dedi.
- گفت پیغمبر بکن ای رایزن ** مشورت کالمستشار موتمن
- Tavşanın, sırrını onlardan gizlemesi
- منع کردن خرگوش راز را از ایشان
- Tavşan, “Her sır söylenemez, gâh çift dersin, tek olur; gâh tek dersin, çift çıkar! 1045
- گفت هر رازی نشاید باز گفت ** جفت طاق آید گهی گه طاق جفت