English    Türkçe    فارسی   

1
1060-1069

  • Yol düzgün ama altında tuzaklar var. Yazının tarzı hoş ama içinde mana kıt. 1060
  • راه هموار است و زیرش دامها ** قحط معنی در میان نامها
  • Sözler, yazılar, tuzaklara benzer. Tatlı sözler, bizim ömrümüzün kumudur.
  • لفظها و نامها چون دامهاست ** لفظ شیرین ریگ آب عمر ماست‌‌
  • İçinde su kaynayan kum pek az bulunur; yürü, onu ara!
  • آن یکی ریگی که جوشد آب ازو ** سخت کمیاب است رو آن را بجو
  • Hikmet arayan hikmet kaynağı olur, tahsilden ve sebeplere teşebbüsten kurtulur.
  • منبع حکمت شود حکمت طلب ** فارغ آید او ز تحصیل و سبب‌‌
  • Bilgileri hıfzeden levh, bir Levh-i Mahfuz olur; aklı ruhtan nasiplenir, feyz alır.
  • لوح حافظ لوح محفوظی شود ** عقل او از روح محظوظی شود
  • Önce aklı hoca iken, sonra akıl ona şakirt olur. 1065
  • چون معلم بود عقلش ز ابتدا ** بعد از این شد عقل شاگردی و را
  • Akıl; Cebrail gibi “Ey Ahmed, bir adım daha atarsam yanarım!
  • عقل چون جبریل گوید احمدا ** گر یکی گامی نهم سوزد مرا
  • Sen beni bırak, bundan sonra sen ileri yürü. Ey can sultanı! Benim haddim bu karardır” der.
  • تو مرا بگذار زین پس پیش ران ** حد من این بود ای سلطان جان‌‌
  • Tembellik yüzünden şükür ve sabırda mahrum kalan, ancak şunu bilir: Ayağını “cebir” tutmuştur. (Bana bunu Tanrı vermiş demektedir).
  • هر که ماند از کاهلی بی‌‌شکر و صبر ** او همین داند که گیرد پای جبر
  • Cebir iddia eden, hasta değilken kendisini hasta göstermiştir. Nihayetle hastalık o kimseyi sıhhatten ayırmıştır.
  • هر که جبر آورد خود رنجور کرد ** تا همان رنجوری‌‌اش در گور کرد