English    Türkçe    فارسی   

1
1071-1080

  • Cebir ne demektir? Kırık sarmak yahut kopmuş damarı bağlamak.
  • Mademki bu yolda ayağını kırmadın; kiminle alay ediyorsun, ayağını neye sardın?
  • Çalışma yolunda ayağı kırılana derhal Burak geldi, ona bindi.
  • Din emirlerini yüklenmişti, şimdi kendi bindi… Ferman kabul ediciydi, makbul oldu.
  • Şimdiye kadar Padişahın fermanını kabul eder, o fermana uyardı, bundan sonra askere ferman verir! 1075
  • Şimdiye kadar talih yıldızı ona tesir ederken bundan sonra o zat yıldızı üzerine emredici olur.
  • Eğer sen bundan şüphelenirsen o halde “Şakk-ı Kamer” den de şüphelisin.
  • Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın.
  • Heva ve heves tazelenip durdukça iman taze değildir. Çünkü heva, iman kapısının kilididir.
  • Bakir sözü tevil etmişsin; sen kendini tevil et, Kur’an’ı değil. 1080