English    Türkçe    فارسی   

1
1078-1087

  • Ey gizlice heva ve hevesini tazeleyen kimse! İmanını tazele, ama yalnız dille olmasın.
  • Heva ve heves tazelenip durdukça iman taze değildir. Çünkü heva, iman kapısının kilididir.
  • Bakir sözü tevil etmişsin; sen kendini tevil et, Kur’an’ı değil. 1080
  • İsteğine göre Kur’an’ı tevil ediyorsun. Yüce mana, senin tevilinden aşağılandı, aykırı bir şekle girdi!
  • Sineğin gevşek tevilinin değersizliği
  • O sinek eşek sidiği birikintisindeki saman çöpünün üstünde gemi kaptanı gibi baş kaldırıp,
  • “Ben, deniz ve gemi hikâyesini okumuş, bir zaman bunu düşünmüştüm.
  • İşte şu deniz, şu gemi, ben de ehliyefli, rey ve tedbir sahibi bir kaptanın” dedi.
  • Deniz üstünde salını sürüp durmaktaydı. O kadarcık bir su ona haddinden fazla göründü. 1085
  • O sidik, sineğe göre hudutsuzdu. Sinekte, onu olduğu gibi görecek göz nerede?
  • Onun âlemi kendi görüşüne göre olur. Gözü, bu kadardır, denizi de ona göre!